Kategori
Toprağı bol olsun İspanyol düşünür Ortega y Gasset “plastik güzellerden alıklar ve bakkal çırakları hoşlanır” derken yanılıyormuş.
Üniversite hocaları da plastik güzellikten etkilenip, salaklaşıyorlarmış.
Ve bu tespit büyük bir bilimsel buluşun kapısını da aralamış bulunuyor.
Olay Hollanda’da Radbound Üniversitesi’nde geçiyor. Duyduğuma göre de hukuk bölümü, Avrupa’nın önde gelen bölümlerinden biriymiş, küçük çocuğu olanlar akıllarında tutsun. Devamı
İnsanlığın gelişme süreci içinde yapılan keşiflerin, bilimsel buluşların ve icatların kaçı “kaza eseri” oldu bilmiyorum ama bununla ilgili çok haber, kitap vs. okuduğumu hatırlıyorum.
Başka bir şey için çare ararken, ondan çok daha farklı bir işe yarayacak ilaçların filan bulunması gibi kazalardan söz ediyorum.
Mesela yüksek tansiyonu tedavi edecek ilaç ararken Viagra’nın bulunması gibi kazalardan.
Böyle kazalardan biri daha geçen gün gerçekleşti. Devamı
Geleneksel yıl sonu Global Mutluluk Anketi sonuçlarına göre 2022 yılında, 2021 yılına göre daha da mutsuz olmuşuz.
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 34 ülkede, 36 bine yakın kişiyle yapılan araştırmaya göre; insanların yüzde 54’ü “çok mutlu” veya “mutlu” imiş.
Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz ama mutluluk oranımız geçen yılın 5 puan altında.
Bu düşüşe kim neden oldu derseniz, malum şahsa işaret etmeyeceğim. Devamı
Fransa Kralı 15. Louis, Senart Ormanları’nda her zamanki dev kadrosuyla ava çıkarken, daha sonradan Madame Pompadour olarak tarihe geçecek olan, dillere destan güzellikteki Jeanne Antoniette ile tanışmayı umuyor muydu, bilmiyorum.
Çünkü o tarihte zaten çok değer verdiği bir “baş metresi” vardı ve kadıncağız ölene kadar da Louis başka bir kadını onun yerine koymaya kalkışmamıştı.
Yani diyeceğim o ki tanışmayı ümit ediyorduysa bile hayatında bu kadar önemli bir rol alacağını düşünmemiş olmalıydı.
Oysa Antoniette’in, bu av partisini “Kral’ı avlamak” amacıyla kullandığını düşünmemiz mümkün. Devamı
Başlığı okuyan herkesin bu soruya kendine göre bir yanıtı var.
“Süper güç” diye tanımlanabilecek devletlerden tutun da bir takım gizli örgütlere kadar bir dizi yanıt.
Bana verebileceğiniz başka ne tür yanıtlar var bilemiyorum ama “kadınlar” diyenlerin bu bilgi yarışmasını kazandığını söylemeliyim. Devamı
Tolstoy’un “nikâhlı eşi” Sofya ile arasının pek de hoş olmadığını biliyoruz.
Yani bu bir dedikodu sayılmaz, haber değeri de taşımıyor.
Toprağı bol olsun Tolstoy, insanlık tarihinin bütün büyük karakterleri gibi biz küçük insanların zaaflarına, eksikliklerine, komplekslerine de sahipti.
Yani “büyük adamdı” ama bu durum, “küçük adamın” sıkıntılarını yaşamasına da engel olmuyordu. Devamı
Yetmişine merdiven dayayan Temel, bizim gazetenin sağlık sayfalarını filan okuduktan sonra yaşam biçimini değiştirmeye ve yaşam süresini uzatmaya karar vermişti.
Artık tavada nar gibi kızarmış hamsi hayatından çıkacaktı. Sabahları kuymağa mısır ekmeği bandırması da söz konusu olmayacaktı.
Haşlandıktan sonra üzerine damlalıkla avokado yağı gezdirilmiş brokoli ile sabah kahvaltısını yapıyor, kahvaltının ardından uzun bir yürüyüşü jimnastik salonlarında kültür fizik hareketleri ile tamamlıyordu. Devamı
Sıcaklıkların mevsim ortalamasının üzerinde seyrettiği bu güzel hafta sonunda sizleri X ve Y kromozomlarının yol açtığı sonuçlar ile ilgili olarak sıkmak istemiyorum.
Ama olur da hala bilmeyen varsa diye söyleyeyim, her birimizde 46 kromozom var, yarısı annemizden geldi, diğer yarısı babamızdan. İlk 22 çift kromozomun bugünkü konumuzla bir ilgisi yok.
Cinsiyetimizi belirleyen 23. kromozom. Annelerimizden hep X kromozomu geliyor, babalarımızdan Y kromozomu gelirse erkek oluyoruz, X kromozomu gelirse kız. Devamı
Montaigne’e mal edilmiş bir söz var: “Ölümden niye korkacağım ki? Ben varken o yoktur, o gelince de ben olmayacağım.”
Doğru mudur, böyle bir sözü gerçekten söylemiş midir, bilemiyorum.
Hıncal Ağabey hayatta olsaydı, bu yazıyı Cuma günü öğlen yemeğinden sonra okuyacak ve büyük ihtimalle SMS yazacak ya da üşenmezse arayacaktı: “Oğlum ne demek bilmiyorum, araştırsana, Hasan Bülent’e filan sorsana!” Devamı
“Teke zortlatması” diye bir şey duydunuz mu, bilmiyorum.
Duymadıysanız üzülmeyin, gazeteniz Oksijen bu konuda da hizmetinizde!
Olay, cennet vatanımızın “Teke Yarımadası” adı verilen bölgesinde geçiyor.
Antalya Körfezi ile Fethiye Körfezi arasında Akdeniz’e bir teke boynuzu gibi uzanan bu yarımada eski çağlarda Likya olarak da bilinirdi ki parlamenter demokrasi tarihinin de başladığı yerdir. Devamı