Mahallenin sevimli kızından ’vamp kadın’ çıkmaz
ÖZGÜ Namal’ı daha çok televizyonlardaki reklamlardan tanıyoruz.
Beynelmilel filmindeki samimi oyunculuğunu izledikten sonra Türk sinemasının uzun süredir aradığı “mahallenin sevimli kızı” tipinin yeni sahibini bulduğunu düşünmüştüm.
Özgü Namal, televizyondaki Makine programına, kırmızı ve dekoltesi bir hayli açık bir giysi ile katılmış.
Okan Bayülgen de tipi ile bağdaşmayan bu giysi üzerine bir soru sorunca şöyle yanıtlamış: “Kadınlığımı keşfetmeye yeni başladım.”
Sadece bizde değil dünya sinemasında da “herkesin sevdiği sempatik kız” rolüyle üne kavuşanlar bir süre sonra bu imajdan bıkıp, kendilerine daha vamp imajlar yaratmaya çalışıyorlar.
Ama benim bildiğim bunda başarılı olan da henüz yok.
En yakında yaşadığımız örnek de Meg Ryan!
Çünkü insanlar bu tiplerde kendi yaşamlarından bir şeyler buluyorlar ve mahallenin sevimli kızı ne yaparsa, ne kadar açılırsa açılsın “cinsel bir obje” olarak algılanamıyor.
Özgü Namal’a tavsiyem bu sevdadan vazgeçsin.
Türkiye onu bu haliyle sevdi, bunun değerini bilsin.
Seyrantepe’de işler karışıyor
MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan, Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) bir yazı göndererek, arsa üretimi veya toplu konut yapımı amacıyla idareye devredilen Hazine taşınmazlarının, devir amaçları dışında kesinlikle kullanılamayacağını hatırlattı.
Bununla ilgili haber dünkü gazetelerde yayımlandı.
Maliye Bakanlığı ile TOKİ arasındaki tartışma TOKİ’nin Hazine’den devraldığı arsaların bazılarını ihale yoluyla üçüncü kişilere devretme çalışmalarından kaynaklanıyor.
Ve öyle görünüyor ki bu tartışma, uzun süredir gündemde olan Seyrantepe’deki araziyi de yakından ilgilendiriyor.
Seyrantepe’de Hazine’ye ait arazinin satış yetkisi Maliye Bakanlığı’na, bir Bakanlar Kurulu kararı ile devredildi.
Bu karar 4706 sayılı kanunun 7-B maddesine dayanıyor.
Söz konusu kanun maddesi, Hazine’ye ait taşınmazların “konut yapılmak amacıyla konut yapı kooperatiflerine veya kooperatif birliklerine devredilmesine” izin veriyor.
Maddenin bir yerinde de şu yazılı: “Bu taşınmazların satış amacı dışında kullanılamayacağına, amacı dışında kullanıldığının tespiti halinde, satılan taşınmazın satış bedelinin faizsiz iade edilerek Hazine’ce geri alınacağına dair tapu kütüğüne şerh konulur.”
Seyrantepe arazisi 19 Mart ve 24 Mayıs 2004 tarihlerinde bu amaçla iki kez ihaleye çıkarıldı. İhalelere bazı konut kooperatifleri de katılmıştı ama ihale iptal edildi.
Biliyorsunuz daha sonra bu arazinin üst kullanım hakkı ihalesiz ve bedelsiz olarak Galatasaray’a devredildi.
Maliye Bakanlığı, konut üretmek amacıyla idareye devredilen Hazine arazilerinin üçüncü kişilere devrine karşı çıktığına göre Seyrantepe’deki hukuki durum da biraz karışacak gibi görünüyor.
İstanbul hepimize acı veriyor
İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş “Mimar olarak İstanbul’da acı çekiyorum” dedi.
Doğrusunu isterseniz mimar değilim, ama bu durum İstanbul’da “acı çekmeme” engel olamıyor.
Boğaz’ın Avrupa yakasında neredeyse bir yıldan fazla süredir bir altyapı çalışması yapılıyor.
Sahil yolu belirli aralıklarla kazılıyor. Tünelle birbirine bağlanıyor, sonra üstü yalapşap kötü bir asfaltla kapatılıyor. Bu engebeli yolda otomobil kullanmak için ralli pilotu olmak gerek.
Aynı durum Hacıosman’dan, Büyükdere’ye inen yolda da geçerli.
Ben bu kötü asfalta bakıp söylenirken gördüm ki Tarabya-Kireçburnu arasında bu zahmete bile girilmemiş.
Kazılıp, toprakla doldurulan yol öylece bırakılmış.
Bunu hangi belediyecilik anlayışı ile bağdaştırabiliriz, bilemiyorum.
Başkan Topbaş, bugün sabah Tarabya’dan Kireçburnu’na bir yolculuk yaparsa ne anlatmaya çalıştığımı kendi gözleriyle de görebilir. Dilerim o işe el koyana kadar o yoldaki sorun birilerinin canını yakmaz.