Annan Planı’nın halkın oyuna sunulması ile ilgili itirazları ele almaya bugün de devam edelim.
Son günlerde sık sık dile getirilen bir konu var: Annan Planı tam 9 bin sayfa tutuyor. Bu kadar uzun bir planı halk nasıl okuyup, anlayacak? Okuyup, ayrıntılarını öğrenmediği bir plan ile ilgili sağlıklı bir karar verebilecek mi?
Bu demagojinin “hayırcı cephe”de ciddi savunucuları var.
Erdal Güven, en başından beri Annan Planı ile ilgili detaylara bir diplomat kadar vakıf olmayı başaran gazeteci bir arkadaşımız.
Dünkü Radikal’de “tam dokuz bin sayfa” diye yapılan eleştirinin ne kadar içi boş olduğunu ayrıntılarıyla ortaya koydu: Anlaşmanın özü sadece 335 sayfa!
Ve bu sayfalarda yazılanlar gazetelerde geniş özetler halinde yayımlandı, dolayısıyla konuyla ilgilenen herkesin yeterli bilgi edinmesine yetecek kadar malzeme, karmaşık diplomatik ifadelerden de arınmış bir şekilde kamuoyunun bilgisine sunuldu.
Özü 335 sayfa
“Kıbrıs Sorununun Kapsamlı Çözümü” başlığını taşıyan ve kısaca Annan Planı olarak isimlendirdiğimiz anlaşma beş ana bölümden oluşuyor.
Kurucu Anlaşma, Kurucu Devlet Anayasaları, Kıbrıs’ta Yeni Düzene İlişkin Konular Hakkındaki Anlaşma, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB’ye Katılımına İlişkin Uyarlama Sözleşmesi Taslağı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Kararına Sunulacak Konular, Nisan 2004 Boyunca yapılacak İşler…
Planın ana çekirdeğini oluşturan kısmı ‘Kurucu Anlaşma’.. ‘Kurucu Anlaşma’nın bölümlerinden biri olan ‘Ana Maddeler’, planın temel unsurlarını içeren 10 sayfalık bir özet niteliğinde. Toprak, mal ve mülk düzenlemesi gibi en çok tartışılan hususlar, bu bölümün eki niteliğinde ve 54 sayfa..
Erdal Güven, üşenmemiş ve oturup tek tek sayfaları saymış. Anlaşmanın özünü oluşturan bütün bölümlerin toplamı 335 sayfa ediyor.
Dokuz bin sayfayı oluşturan ayrıntılar içinde AB üyelik anlaşması, tarafların BM’ye ve Avrupa Konseyi’ne yazacakları mektupların örnekleri, referandumdan sonra tarafların yapacakları işlerin listesi, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bağlayacak ve çoğu daha önce Türkiye’nin de tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler ve tam 131 tane federal kanun var..
Denktaş atlar mıydı?
Federal Kanunlar arasında “atmosfer dışına fırlatılan nesnelerin tescili, lastik basıncı kanunu, yarı iletkenlerin topografyasına dair kanun, taksimetre kanunu gibi kanunlar var..
Ve bütün bunların Türk yetkililer tarafından okunmamış olduğu iddiası da gerçek bir palavra..
Çünkü anlaşmanın bu bölümleri, New York’ta sağlanan mutabakatın ardından iki taraftan diplomatların ve uzmanların oluşturduğu “teknik komiteler”in Birleşmiş Milletler uzmanları ile birlikte yaptıkları yoğun çalışmalar sonucunda ortaya çıktı..
Dolayısıyla hem Türk Dışişleri hem de KKTC’nin ilgili birimleri bu çalışmaların detaylarından haberdarlar ve bu sayfalarda “halktan gizlenen bir şeyler” olsaydı, bunları bugüne kadar bizzat Denktaş’ın ağzından çoktan duymuş olurduk..