Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Kıbrıs’taki "tarihi" maç!

Lefkoşa’nın Türk tarafına kuşbakışı bakacak olursanız, kentin kuzeyi ile güneyini ayıran sınırın belli bir bölgede küçük bir çıkıntıyla güneye doğru girdiğini görebilirsiniz.
Burası, Lefkoşa ikiye ayrıldıktan sonra Birleşmiş Milletler’in kontrolünde kalan bir ara bölgeydi. Şimdi o çıkıntıda yeşil bir futbol sahası var. Türk Kıbrıs’ın ünlü takımı Çetinkaya antrenmanlarını bu sahada yapıyor.

Sahanın hemen yanındaki küçük kulüp binasında iyi düzenlenmiş bir müze var.
Anavatan Türkleri, Kuzey Kıbrıs’a genellikle tatil, kumar ve alışveriş amacıyla geldiklerinden bu ilginç müzeyi de büyük olasılıkla hiç görmemiş olmalılar..

Oynanmadan ‘tarihi’
Bu yazının yazıldığı saatlerde henüz Anorthosis ile Trabzonspor arasındaki Şampiyonlar Ligi ön eleme maçının ilk ayağı oynanmamıştı.
Gazetelerin spor sayfalarında bu maç ile ilgili haberleri okurken genellikle şu vurgunun yapıldığına tanık oluyorum: Trabzonspor ile Anorthosis tarihi bir maç oynayacaklar.
Oynanmamış bir maçın nasıl “tarihi” olabileceğini anlayabilmem mümkün değil. Bu, daha çok maçın sonucu ile ilgilidir. Trabzon, Anorthosis’i yenerse bu bir “tarih” olmaz, beklenen, doğal olan bir durumdur. Ama tersi Anorthosis için tarih olabilir, beklenmeyen, doğal olmayan bir durum olduğu için…
Kıbrıs’ta Türkler ile Rumlar arasında oynanan ve artık gerçek bir “tarihi olay” olan bir maç var aslında.
1955 yılına kadar Kıbrıs’ta Türk takımları ile Rum takımları aynı ligde mücadele ediyorlardı. 1955 yılında Türk takımlarının Kıbrıs Futbol Federasyonu’ndan dışlanmalarına kadar bu böyle sürdü.

Türk takımı kazandı
Bu dışlanmada, Çetinkaya’nın Rum takımları karşısındaki ezici üstünlüğünün de rolü oldu mu, yoksa bu klasik ırkçı bir tepki miydi bilemiyorum…
Kıbrıslı Türk esnafların takımı olarak kurulan Çetinkaya, Kıbrıs 1. Ligi’ndeki ilk şampiyonluğunu lige katılışının ikinci sezonunda kazandı. Bununla da kalmadı, lig ve kupa şampiyonlarının karşılaştığı maçı da Apoel karşısında 5-2 kazanarak Kıbrıs’ın en büyük kupası olan “Pakos Şildi”ni de kazandı.

6-2’lik zafer
Pakos Şildi, ertesi yıl da Apoel’i bu kez 4-1 yenen Çetinkaya’nın oldu.
Artık Çetinkaya’nın tek bir hedefi vardı, Pakos Şildi’ni üçüncü kez kazanıp, bu şildi kendi müzesinde ebediyen sergilemek…
10 Ekim 1954 işte bu nedenle “tarihi” bir maça sahne oldu. Çetinkaya, Pezoporikos’u 6-2 yenerek Pakos Şildi’nin tek sahibi oldu. Bu, Kıbrıs’ta bir Türk ve Rum takımı arasında oynanan son maçtı.
Apoelli eski futbolcu Pakos Ionnadis’in anısına konulan şildi görmek için Çetinkaya müzesine gittim.
Müzenin başköşesine yerleştirilmiş şildin hemen yanında, bugüne kadar gördüğüm en güzel spor fotoğraflarından biri çerçeveletilip asılmıştı.
Fotoğrafta mahşeri bir kalabalığın omuzlarında Çetinkaya kaptanı Erol Kazım ve elindeki Pakos Şildi görünüyordu.

Tanıklar bulunsa..
Türk taraftarların oluşturduğu dev kalabalık, Rum tarafındaki stattan, Türk tarafındaki kulüp binasına kadar oyuncuları sevinç içinde omuzlarında taşımışlardı.
Çetinkaya Menajeri Erhan Başay, bu çok etkileyici fotoğraftan bir kopya da bana verdi. Bu köşede sizlere de sunuyorum.
O fotoğrafta gördüğünüz sevinç içinde zıplayan kalabalıktan bugüne kaç kişi kaldı, kaçı o müthiş günü hatırlayabiliyor, bilmiyorum.
Ama düşünüyorum da o eski tanıklar bulunsa, gerçekten çok ilginç bir spor belgeseli ortaya çıkabilir.