TEK’in tellerine kuşlar mı kondu?
Bugünkü Posta’nın manşeti, Çiller ailesinden kaynaklanan bir skandalı daha gözler önüne seriyor. Devlet kademelerinde ulaşılan makamların, kişisel çıkarların korunması ve kollanması için nasıl kullanıldığını belgeliyor.
Emin Çölaşan’ın haberine göre olayın cereyan ettiği günlerde Tansu Çiller Devlet Bakanı olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nde görev yapıyordu.
Daha sonra Başbakanlığa kadar tırmanacağını tahmin etmediğinden olsa gerek, arkasında yazılı belgeler de bırakarak ilginç bir skandalın kahramanı olmakta mahzur görmemiş olmalıydı.
Yıllar önce, Elektrik İdaresi, Özer Çiller’in sahibi bulunduğu bir şirketin bürosuna altı aylık enerji kullanım bedeli olarak toplam 154 milyon 294 bin liralık bir fatura çıkarmış. Özer Bey’in şirketi bu rakamı fazla bulmuş.
Buraya kadar olan öykü hergün hepimizin başına gelebilecek bürokratik bir aksaklık gibi görünüyor.
Zaman zaman bizlerin de evlerine, işyerlerine böyle hatalı faturalar gelebiliyor.
Bu durumda yapılacak iş belli, önce parayı ödeyeceksiniz, sonra da faturanın yüksekliğine itiraz ederek, fazladan tahsil edilen paranın ladesini isteyeceksiniz.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde devletle vatandaş ilişkisi ne yazık ki böyle yürüyor.
Haklı olduğunuz açıkça belli bile olsa önce parayı ödemeniz isteniyor, bir hata yapıldıysa bu durum itiraz üzerine sonradan düzeltiliyor.
Bakanlıkta skandal
Çillerler açısından olayın skandal oluşturan niteliği bundan sonra başlıyor.
Tansu Çiller, altını Devlet Bakanı olarak bizzat kendisinin imzaladığı bir yazı ile durumu Enerji Bakanlığı’na bildiriyor.
Birinci hata: Muhatap Enerji Bakanlığı değil, faturayı kesen Elektrik İdaresi olmalıydı. Ve daha da önemlisi faturaya itirazı Devlet Bakanı olarak Tansu Çiller değil, söz konusu şirketin yetkilileri yapmalıydı.
Ama belli ki Tansu Çiller, adının başındaki “Devlet Bakanı” unvanının ve Enerji Bakanı ile aynı hükümette görev yapıyor olmasının kendisine ve aile şirketine bazı avantajlar sağlayabileceğini düşünmüş.
İlk İcraat görevden alma
Buna Türkçede “siyasal nüfuzun kişisel işlerde kullanılmasından başka bir ad takmak mümkün değil.
Çiller’in bu yazısı bütün torpil isteklerinde olduğu gibi Enerji Bakanlığı’nın özel kalemi tarafından TEK İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne bildirilmiş. Konunun araştırılıp bakanlığa bilgi verilmesi istenmiş.
TEK gerekli araştırmayı yapmış. Özer Bey’in şirketinin kaçak elektrik kullandığını, ilk faturanın ödendiğini, ancak ardından gelen faturaların ödenmediğini tespit etmiş, Özer Bey’in şirketinin İdare Mahkemesi’nde açtığı dava da mahkeme tarafından kabul edilmemiş. Borç kesinleşmiş.
Durum TEK Genel Müdürü Sedat Yıldız tarafından Tansu Çiller’e bir yazı ile bildirilmiş.
Aradan bir-iki ay geçince Başbakan olan Tansu Çiller’in İlk icraatı ne olmuş dersiniz? Çiller, Sedat Yıldız’ı görevinden almış.
İkinci hata: Bir Devlet Bakanı, yasalara aykırı bir iş yapmasını istediği bir genel müdürü, başbakan olunca görevden alıyor. Üstelik bu akçalı bir İş ve doğrudan kendi ailesi ile ilgili..
Çiller’in Başbakan olmasından sonra söz konusu faturanın ne olduğu, ödenip ödenmediği henüz bilinmiyor.
TEK bu konuda bakalım nasıl bir açıklama yapacak?
Eğer, faturanın Başbakan’ın bizzat verdiği bir emirle yırtılıp atıldığını da söylerlerse hiç şaşırmayacağım.
Çünkü Çiller ailesinin, sahip oldukları devlet imkanlarını kendileri için kullanmakta bir sakınca görmediklerini, aradan geçen yıllar içinde öğrendik.
DYP’nin Refah’a faydası
Tansu Çiller şimdi TEDAŞ’daki bazı yolsuzluklarda sorumluluğu olup olmadığının araştırılması için bir Meclis Araştırma Komisyonu’nun önünde ter dökecek.
Önümüzdeki günlerde benzer bir soruşturma komisyonu TOFAŞ ihalesindeki bazı karanlık noktaların aydınlığa kavuşturulması için de kurulacak.
Açıkça söylemek istiyorum ki, bu komisyonların çalışmalarından herhangi bir sonuç çıkacağına inanmıyorum.
Komisyonlar büyük bir ihtimalle hem bazı yasal boşluklar yüzünden hem de siyasi bazı kaygılar nedeniyle görevlerini doğru dürüst yapamayacaklar.
Peki bu durumda da Tansu Çiller aklanmış olacak mı?
Suna Abla’nın Çiftliği skandalından sonra bir de TEK skandalı yüzünden toplum vicdanındaki durumu ne olacak?
Bugün sırf siyasi ikbal uğruna Tansu Hanım’ın yaptıklarına göz yuman, onu savunan DYP’li yönetici ve bir kısım milletvekili bu soruyu kendilerine de sormalılar.
Gelecek seçimlerde tek başına iktidar olacağı şimdiden görünen Refah’ın bu duruma gelmesinde, Çillerler’in ve onlara hizmet için yanşan DYP’lilerin ne kadar payı var dersiniz?