Bir kadın bir hayattır
Birkaç gündür cinsel taciz üzerine yazıyorum. Bir televizyon dizisinin çekimi için bir araya gelen bir erkek oyuncu ile bir kadın oyuncu arasında gelişen olaylar dizisi beni bu yazıları yazmaya yöneltti.
Aldığım okuyucu tepkilerinden şimdi görüyorum ki konu toplumumuzun hemen her kesimini yakından ilgilendiriyormuş.
Bütün bu tepkilerden çıkardığım sonuç şu: Toplumumuzun en eğitimli kesimleri bile ‘cinsel taciz’ konusunda çok da düşünmemiş. Özellikle erkekler, bazı hareketlerinin, çevrelerindeki kadınlara yönelik bazı davranış ve sözlerinin bu tanıma girdiğinin farkında bile değiller.
Bazı erkek okuyucularım yazdığım bu yazılar nedeniyle beni ‘kadınların avukatı olmak’, ‘kadınlar gibi düşünmek’le suçluyorlar.
Kadınların avukatı değilim, aynı şekilde erkek avukatı da sayılmam. Kaldı ki ‘taciz’ tanımına giren hareket ve sözlerin erkeklere tanınmış bir hak olduğunu da hiç düşünmedim.
Kadınların erkeklerin hayatındaki en önemli unsurlar olduğuna inanıyorum. Kadınların toplumsal hayatın içinde erkeklerle eşit bir şekilde yer almadığı toplumların gelişemeyeceğine inanıyorum. Bunun önündeki engeller -ki cinsel taciz de bu engellerden biridir diye düşünüyorum- kaldırılmadıkça insanların mutlu olamayacaklarını biliyorum.
Bir okuyucum erkeklerin hayatlarında kadınların ne kadar önemli bir yeri olduğunu anlatan bir metin gönderdi. Üzerine ekleyecek tek bir kelimem bile yok. Aşağıda okuyacağınız bu metin Ahmet Altan’a aittir.
* * *
“Bir erkeğin düşünsel yeteneği, estetik birikimleri ne olursa olsun, hayatta durduğu kat, içine doğduğu kattır, tanıdığı ilk kadının, annesinin onu bıraktığı kat. Giyim zevkinin bulunmadığı bir bahçede doğduysanız, giyim zevkinin gelişmiş olduğu bir bahçeye sizi ancak bir kadın götürür, sofralarının inceliklerle donatılmadığı bir katta doğduysanız, incelikli sofraların bulunduğu kata sizi götürecek olan da bir kadındır. Birlikte olduğunuz kadın değiştiğinde, değişen yalnızca bir kadın değildir, hayatın neredeyse bütünü değişir, bir başka kata, bir başka bahçeye geçersiniz, orada her şey farklıdır. Dinlediğiniz müzik, okuduğunuz kitap, yediğiniz yemek, gittiğiniz yerler, buluştuğunuz arkadaşlar, hatta taktığınız kravat bile değişir.
“Bir erkeği hayatın içinde kadınlar gezdirir, hayatın katları arasında kadınlar dolaştırır. Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, esprili bir kadına rastlarsanız espriniz, zeki bir kadına rastlarsanız zekânız gelişir; yeni huysuzluklar, kaprisler, kavga nedenleri, acılar da öğrenirsiniz. Hayat, kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi kat kattır; Babil’in asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir. Bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür. Ve, bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat, yanınızdaki kadının terası, manzarası, hayatıdır; hayatın hangi katında durduğunuzu, yanınızdaki kadının durduğu kat belirler.
“Hayatınız, seçtiğiniz kadındır.
“Bir kadın değil bir hayat seçersiniz çünkü.”