RADİKAL

Sıkı durun, kadınlar geliyor

İki binli yıllarda kadınların, erkeklerin egemen oldukları birçok alanda erkek üstünlüğünü kırmaları bekleniyor. O yıllarda kendimi emekliye ayırmayı düşündüğüm için pek aldırmıyorum buna. Bir erkek olarak, hemcinslerimin binlerce yıllık üstünlüklerini kaybetmelerini görmek de bana acı vermeyecek.

Hatta tam tersine, iki binli yılların ilk on yıllık diliminin sonunda iş hayatına atılacak yaşa gelecek bir kız babası olarak bundan memnuniyet de duyuyorum.

Bu düşünceler, Aydın Doğan Vakfı’nın ‘Genç İletişimciler Yarışması’nın ödül töreninde aklımdan geçti. İletişim öğrencilerinin katıldıkları yarışmada birincilikleri kapan gençlerin çoğunun kız olduğunu görünce, geleceğin medya dünyasına kadınların yön vereceği ile ilgili ünlü kehaneti hatırladım.

Günümüz medyasında da kadınların giderek daha yüksek oranda üretime katıldıkları kuruluşların diğerlerine önemli farklar attıklarına şahit oluyoruz.

Genel Yönetmeni olduğum Simge Grubu’nun yayınlarının iki yıllık yükseliş serüvenleri de kadınların işin içinde olduğu gazetelerin hayatın renklerini daha kolay yakalayabildiklerini gösteriyor.

Radikal çalışanlarının yüzde 42’si kadın. İçlerinde Yazıişleri Müdürü, editör, görsel yönetmen, idari editör gibi yönetici konumda olanlar da var.

Posta’nın iki yazıişleri müdürü, görsel yönetmeni, editörlerinden bir bölümü kadın. Geleneksel olarak erkek egemenlik alanı kabul edilen spor basınında da bu alanda bir devrim yaptık. Fanatik’in kadın yazarları ve iki kadın editörü var.

Yeni yayınımız Finansal Forum da iki binli yıllara yön verecek genç kadınların topuk tıkırtılarının en çok duyulduğu gazetelerimizden birisi. FF’nin yayın danışmanı ve servis şeflerinden beşi de kadın.

Bir yönetici olarak kadınlara şans verdiğime pişman olmadım.

Ne yazık ki en çok ilerici olmalarını beklediğimiz birçok kuruluşta da maço değerler üstünlüklerini korumaya devam ediyorlar.

Özellikle Hürriyet yazarları Ayşe Arman ve Elif Dağdeviren’e yönelik eleştirilerin düzeyindeki düşüklük beni ciddi olarak üzüyor.

Elif’in ne vesileyle söylediğini bilmediğim “Biz bir gecede yazar olmadık” sözünü, çok iğrenç belden; aşağı esprilere konu eden ‘ilerici yayınları’ görmek içimi burkuyor.

Elif’i yakından tanımıyorum, ama Ayşe ile uzun yıllar birlikte çalıştık. Onun nasıl bir gazetecilik heyecanı ile dolu olduğunu yakından biliyorum. Siyasi ya da sosyal tutumunu beğenmediğimiz bir yazarın, bu yönleri yerine ‘kadınlığıyla’ uğraşmak çok yakışıksız.

Sanıyorum kadınların daha çok söz sahibi olacakları geleceğin medya dünyasında bu tur maço aşağılamalara da yer olmayacak.