Şakir Eczacıbaşı’nın 34 yıllık bir birikim sonucunda 1995’in son aylarında yayımladığı ‘Bernard Shaw: Gülen Düşünceler’ isimli kitabını ilk aldığım günden beri zaman zaman atlayıp, zıplayarak okumak bana büyük bir zevk veriyor.
Shaw’un ince bir mizahla bezeli zekâ pırıltılarından oluşan ‘gülen düşünceler’inden sizler için bir seçme yapmak istedim.
Böylece sıkıntılarla dolu hayatımızda bir soluklanma fırsatı yakalayabiliriz diye düşünüyorum. Söz, Şakir Eczacıbaşı’nın Türkçesiyle Bernard Shaw’da:
“İnsanların çoğu, dayanılmaz bir güvensizlik ve huzursuzluk duygusundan kendilerini kurtarabilmek ya da bilinçlerinin yürürlükte bulunan yasalarla bir çatışmaya girmesini önleyebilmek için hep eski bir kurala sarılırlar: İnandığınızı bulamıyorsanız, bulduğunuza inanın.”
“Attığınız tokata karşılık vermeyen kişiden sakının: O hem sizi bağışlamaz hem de kendinizi bağışlamanıza olanak bırakmaz.”
“Birbirinin aynı iki bilinç yoktur. Birbirinin aynı iki sevgi yoktur. Birbirinin aynı iki evlilik yoktur. Birbirinin aynı iki hastalık yoktur. Birbirinin aynı iki çocuk yoktur. Birbirinin aynı iki insan yoktur. Biri için doğru olan, öteki için yanlıştır. Yine de yasasız bir arada yaşayamıyoruz. Yasa ise her kişiyi aynı şeyi yapmaya zorlar ancak…”
“Bir yuva ve aile kurmak uğruna bugün ikimiz de mutluluktan vazgeçtik, özgürlükten vazgeçtik, huzurdan vazgeçtik; daha önemlisi, bilinmeyen geleceğin romantik olanaklarından vazgeçtik.”
“Evlilikte yapılan en büyük özveri, yaşama karşı serüvenci tutumdan özveride bulunarak, durulup oturmaktır. Doğuştan yorgunlar yerleşmeye can atarlar, oysa, canlı ve güçlü ruhlar için yerleşmek, kendi canına kıymak demektir.”
“Başkentteki hangi düşmanlar mı? Yiyicilik, züppelik, yetersizlik ve kırtasiyecilik.”
“Dürüst olursam, yoksul bir insan kalırım. Kimse saygı göstermez, kimse hayranlık duymaz, kimse selam bile vermez bana. Ama atılgan, aç gözlü, acımasız, başarılı ve varlıklı olursam, herkes saygılı davranır, değer verir, yakınlık gösterir, önümde eğilir… Ancak o zaman, dürüst olma lüksünü göze alabilirim işte!”
“Çocuklarınıza ders vermek istiyorsanız – bu aslında hiç de gerekli değildir – kendinizi örnek gösterin; ama sizin gibi olmaları değil, olmamaları için.”
“Aşk özgür olmazsa tüm çekiciliğini yitirir; zorlamalar gelenekten de yasadan da tutkudan da gelse, sonuç değişmez: Giderek aşk, bayağı, iğrenç bir durum alır, manyakların düşkünlüğüne dönüşür.”
“Bir kez kalbiniz kırıldı mı, geriye dönüş yoktur bir daha. Hiçbir şeye aldırmaz olursunuz. Mutluluğun sonu, huzurun başlangıcıdır bu.”
“Bize birkaç deli gerekli artık. Akıllı denenlerin tümümüzü ne duruma düşürdüklerini görmüyor musunuz?”
