Kategori
İLK 45’i bitiren düdük çaldığında tabelada Josef’in attığı gol yazılıydı.
Hikayeyi Fenerbahçe açısından yazacak olursak ilk cümle de buydu, sonuncu cümle de!
Kasımpaşa, beklenmeyen bir oyun planıyla sahadaydı.
Geride sağlam durup, hızla karşı atağa geçmek diye özetleyebileceğimiz temel planının dışına çıkmıştı.
Topa önde basıyor, Fenerbahçe’nin geriden oyun kurarak çıkmamasını sağlıyordu.
Bunun sonucu Fenerbahçe’nin geriden topu şişirmesi oldu ve bir iki pozisyon dışında derli toplu bir atak da geliştirmelerine engel oldu.
Devamı
YARIM kalan Beşiktaş maçının arkasından aynı sahada bir başka maça konsantre olmak o kadar kolay değil. Ama profesyonellik de geride kalanla değil, ileriye bakmakla ilgili bir durum.
Nitekim bu takımın oyuncularını birçok konuda eleştirebiliriz ama bu konuda söylenecek bir söz olamaz.
Fenerbahçe, beklediğimiz gibi baskıyla başladı. Rakibin defans planı eğer vardıysa da sahada uygulayamadılar.
İlk yarıda iki golü kolayca buldular.
Maçı koparabilecekleri iki pozisyondan biri gol olabilseydi, oyun da çok renkli olabilirdi. Neustaedter’in golünde yardımcı hakem SerkanÇimen ofsayt kararı verdi. Televizyon hakemleri bu konuda ne der bilmiyorum ama Neustaedter topla oynamadan önce kale ile arasında üç Antalyaspor oyuncusu var diye gördüm.
Antalyaspor’un maçı 2-1’e getiren golü Fenerbahçe’nin bu sezonki hikayesinin tekrarı gibiydi. Bu sezon bu düzeydeki oyuncuların yapmayacağını düşüneceğimiz hatalarla çok gol yediler ve o hatalar olmasaydı bugün uzak ara lider pozisyonunda olacaklardı. Bu sezon böyle hatalarla 9 gol yediler. Benzer bir hatayla bu maçta bir gol daha yediler.
Devamı
PEPE’nin, Josef’in ayak bileğine daldığı ve sonunda kırmızı kartla kapının önüne konduğu dakikaya kadar Beşiktaş, oyuna daha hakimdi. Fenerbahçe’nin dar alanda baskılı oyununu alanı genişleterek yanıt veren Beşiktaş çok şut fırsatı buldu, çok korner attı ama bunların hiç birinde “gol” diye ayağa kalkmadık.
Pepe’nin atılmasından sonra oyun Fenerbahçe’nin istediği gibi gelişecekti ki devreye “hayvanlar” girdi.
Margaret Thatcher’ın holiganizmle mücadeleye başlarken tarif ettiği türden hayvanlar!
Hakem yardımcıları ile orta sahaya gittiğinde “keşke maçı tatil etse” diye düşündüm.
Devamı
MAÇ başlarken Samet Aybaba’nın planı çok açıktı: Fenerbahçe’yi kendi yarı sahasında beklemek, geride kalacak boş alanı da hızlı adamlarıyla kullanarak skoru ele geçirmek!
İlk 30 dakika bu planın işlediğini de gördük. Hesaplanamamış olan şey Bifouma’nın 24 ve 29. dakikalarda harcadığı fırsatlardı.
Hakemin kaçırdığı ofsayt nedeniyle doğan pozisyonu da buna eklerseniz 3 gol fırsatı!
Emre’nin direkten dönen topunu da ekleyin 4 gol olabilirdi.
Buna karşılık devreyi bitiren düdük çaldığında tabelada Fenerbahçe’nin 2-0 önde olduğunu gördük.
Devamı
FENERBAHÇE, puan cetvelinde öyle bir yerde ki bir beraberlikle bile bu sezonu rafa kaldırmak zorunda kalacak.
Ancak, kalan maçlarının tümünü kazanması şampiyonluk için yeterli olmasa bile Şampiyonlar Ligi şansı kazanmak için yeterli olabilir.
Ve böyle bir tabloda Kayseri deplasmanı, taraftara korkulu rüya gördürecek bir deplasmandı.
Maçın ilk 6 dakikası taraftarı korkutmuş da olmalı ama Deniz, çok rahat pozisyonda topu dışarı attı ve maç da tam orada “kırıldı”.
2 dakika sonra Topal’ın süper pasında, Soldado’nun topu alışı ve vuruşu maçın Fenerbahçe için kolaylaşacağını gösteriyordu.
Devamı