Kategori
Fenerbahçe’nin Teknik Direktör Cocu’nun işine son vermesi gecikmiş bir karar.
Aziz Yıldırım’ın, Ali Koç’a kaybettiği Fenerbahçe kongresindeki seçimin kilit kavramı “değişim” idi.
Comolli ve Cocu’nun futbol takımının başına getirilmesi de böyle izah edildi.
Aykut Kocaman’ın oynattığı futbolu beğenmeyen Fenerbahçeliler arasında ben de vardım ama ihmal edilen şuydu ki Kocaman, elindeki o kadroyla zaten başka bir oyun da oynatamazdı. Devamı
MAÇIN başlamasıyla, Fenerbahçe’nin de Başakşehir’e baskısı başladı. Bunun ödülünü daha ikinci dakikada Giuliano’nun auta giden vuruşuyla da alabilirlerdi ama gol için 32. dakikaya kadar beklemeleri gerekti.
Aykut Kocaman’ın, Başakşehir’in pas oyununu bozmak ve kapılan toplarla hızlı hücuma çıkmak şeklindeki planı ilk devre boyunca işledi. Başakşehir’in kendi ceza sahası önündeki gereksiz yan paslarının ardındaki taktik düşünce neydi? Devamı
BAŞLAMA düdüğü ile birlikte gördüğümüz şey, F.Bahçe’nin bir önceki hafta gibi rakibe kendi sahasında baskı kurarak oynayacağıydı.
Ama bu kez rakip, kendisine aşırı güvenen Başakşehir değil, elindeki oyuncuları son derece akıllı bir şekilde kullanan, oyun disiplininden kopmayan Aytemiz Alanya idi. Ve bu oyunda kendi sahalarında aldıkları topları doğru kullanıp, Fenerbahçelilerin yüreklerinin ağızlarına gelmesine neden oldular. Devamı
Bu oyunun sonuç vermesi de sürpriz olmazdı, ikinci denemelerinde kapılan top Isla-Dirar trafiğiyle Giuliano’ya çıkartıldı ama Fabri golün Fernandao tarafından atılmasına izin verdi.
Bu oyun maçın ilk 25 dakikası dolduğunda ikinci bir golü üretemediyse bu biraz da şans ile açıklanabilir; Fernandao’nun uzak direkte topu direğin dibinden dışarı yollamasından söz ediyorum!
25 dakika sonra roller değişti, rakibi Fenerbahçe’nin oyun alanını daraltıp, baskıyla topa sahip olma çabasına Beşiktaş iyi yanıt verdi.
Bu oyun Fenerbahçe’nin “en az isabetli pas ile oynadığı ilk yarı” olarak lig tarihine geçmiş oldu.
Baskıyla ikinci topları kazanan ve atağa çıkmaya çalışan bu kez Beşiktaş oldu ve ikinci yarı boyunca da tablo değişmedi.
Fenerbahçe topu tutamadı, tipik bir “küçük takım oyunu” oynadı, topu ileri vurdu, top duvara çarptı geri geldi!
Quaresma’nın kişisel şovunu da zevkle seyrettik, Kameni’nin gole izin vermediği pozisyondaki şutu ve öncesinde topu kazanışı izlemeye değerdi.
Ama ikinci yarıda öyle güzel bir gol attı ki biz şapka çıkarttık, Aykut Kocaman da Valbuena inadından vazgeçmek zorunda kaldı ve “hamle” yaptı!
Bu “hamle” için neden mağlup durumla düşmeyi bekledi?
Bu tür oyunlarda oyunu değiştirmek için şapkadan tavşan çıkaracak oyuncular lazım: Quaresma gibi.
Kocaman, Alper yerine Valbuena’yı düşünseydi, golden önceki Fenerbahçe hızlı atağı Alper yerine Valbuena ile yapılmış olsaydı, durum değişir miydi? Belki. Denemeye değer miydi? Değerdi!
Kocaman, kendi inadına yenildi.
Maçın Adamı: QUARESMA
DÜN seyretmekten zevk aldığım her şeyi yaptı. Golü hak etmişti. İlk golü zaten güzeldi ama üçüncü gol çerçeveletilip, duvara asılacak kalitedeydi.