Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

İptal için “Kaypak Sam” numarası mı yaptılar?

İptal için “Kaypak Sam” numarası mı yaptılar?

“Aradan biraz zaman geçsin, belki Reis’in öfkesi yatışır da bizi dövmez” diye mi yaptılar bütün bu itirazları?

AKP Genel Başkan Yardımcısı seçimde “organize bir yolsuzluk” yapıldığından söz ediyor.

Zaten bu “organize işler” lafı dolaşıma çıktığından beri ben de dolandırıcılık literatürünü tarıyorum. Bir sürü yeni numara öğrendim ama endişelenmeyin, uygulamayı düşünmüyorum.

Başlıktaki sorunun yanıtını alabilmek için aradaki bu teknik açıklamayı da okumanız gerekecek.

AKP Genel Başkan Yardımcısı, bu organize yolsuzluğun partilerin kontrol edemediği alanda yapıldığını da söylüyor.

Demek ki sözünü ettiği “organize yolsuzluğun” yapıldığı “alan” seçmen kütüğünün, sandık seçmen listelerinin hazırlandığı ve sandık kurullarının belirlendiği alan olmalı.

Sandık Seçmen Listeleri, adrese bağlı kayıt sisteminden alının bilgiler ile oluşturulan seçmen kütüklerine dayanılarak hazırlanır.

İki ayrı yerde kaydı olan varsa bunlardan biri mükerrer listesine aktarılır.

YSK Başkanı’nın, kendisine büyük bir güvenle “Bir TC vatandaşı sadece bir tek yerde, bir tek oy kullanabilir” diyebiliyor olmasının nedeni budur.

Eskiden bu iş biraz daha zordu ama günümüzde hepimizin bir TC numarası var. Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü’ndeki bilgisayarlar bu işi kolayca yapar, kütükler oluşturulur.

Bu kütükler, adres kayıtlarına göre önce muhtarlık seçmen listesinin, sonra da sandık seçmen listesinin oluşturulmasında esas olur.

Tutuklular ve taksirli suçlardan hüküm giyenlerin listesi savcılıklardan istenir ve bu liste Seçsis’e kaydedilir.

Muhtarlık bölgesi listeleri ile tutuklu ve taksirli suçlardan hüküm giyenlerin listesi muhtarlıklarda askıya çıkarılır. Bu liste bir yandan da internet üzerinden siyasi partilerin ulaşımına açılır. Listeler, isteyen partiye ayrıca elden de verilir.

Vatandaşlar ve siyasi partiler bu listelere itiraz hakkına sahiptir. İtirazlar incelenir, düzeltmeler yapılır ve listeler kesinleşir.

Bu listeler, 31 Mart seçimleri için 4 Ocak’ta askıya çıkarıldı, son itirazın neticelendirilmesi için ise 29 Ocak günü saat 23.59’a kadar vakit vardı.

Partiler bu listelere, önce muhtarlık aşamasında, sonra ilçe seçim kurulu nezdinde, olmadı il seçim kurulu nezdinde, olmadı YSK nezdinde itiraz edebilirlerdi.

Şimdi AKP iddia ediyor ki bu listelerde hata var, kısıtlı olanlar ve hükümlüler de oy kullandı vs.

Hata varsa, bu kimin suçu?

Hata, İçişleri Bakanlığı’ndan başlamış olmalı. Savcılıklar da işlerini düzgün yapmamış olmalı.

“Organize sahtekârlık” yapıldıysa buna bir siyasi parti hangi aşamada dahil olabilir?

Böyle bir şey mümkün görünmüyor. Bu listeler ile ilgili bir sahtekarlığı ancak ve ancak iktidar partisi yapabilir. Çünkü İçişleri Bakanlığı elindedir, HSK aracılığıyla da savcıları kontrol edebiliyordur. Bunun dışında bütün İstanbul’u kapsayacak bir sahtekârlık mümkün değildir.

YSK, mühürsüz oy pusulalarının da geçerli olması gerektiği ile ilgili kararını verirken ne demişti: Seçmenin iradesi dışında oluşan hatalar nedeniyle seçme hakkı engellenmemeli!

Bu konuyla ilgili hata kimde? Hata varsa, bu hatayı yapan seçmenler mi?

Siyasi partilerin kontrol edemediği ikinci alan ise sandık kurullarının oluşturulması süreci.

AKP, bu kurullarda 19 bin küsur görevlinin, sandık kurulu görevlisi olmak için yeterli vasıflara sahip olmadığını ileri sürerek seçimin iptalini istiyor.

Bu görevliler, şu şekilde “görevli” olabiliyorlar:

Mülki idare amirleri, yerleşim yerlerini esas alarak kendi amirlik alanlarında çalışan kamu görevlilerinin bir listesini İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’na veriyorlar.

Mülki idare amiri denilen şahıs, kaymakam ya da vali. Yani İçişleri Bakanlığı bu işi yürütüyor.

İlçe Seçim Kurulu Başkanı, bu listeden kura ile ad çekme yöntemiyle sandık sayısının iki katı kadar kamu görevlisini sandık kurulu başkanı olarak belirliyor. Bu kişiler arasında sandık kurulu başkanı olmaya mani hali olan çıkarsa, yeniden kura çekiliyor ve listeler Seçsis’e giriliyor.

İlçe Seçim Kurulu Başkanı, sandık kurulunun kalan bir asıl ve bir yedek üyesini belirlemek için, sandık kurulu başkanı olarak belirlenmeyen kamu görevlileri arasından, ihtiyaç duyulan sandık kurulu üye sayısının iki katı görevliyi, ad çekme suretiyle tespit ediliyor. Mani hali bulunanlar ayıklanıyor, kalan liste Seçsis’e giriyor. Siyasi partilere de bu liste veriliyor. Son seçimde bu iş 23 Şubat günü tamamlanmıştı. Bu listelere ilişkin itirazların karara bağlanmasının son günü 2 Mart idi. 4 Mart günü de bu görevlilerin eğitimlerine başlandı.

Şimdi soralım: Hangi siyasi parti işin bu kısmına müdahil olabilir?

Olsa olsa İçişleri Bakanlığı’na hakim olduğu için iktidar partisi. Listeleri kaymakamlar hazırlıyor, hâkimler kura çekiyor.

Seçmenin bu listelerin oluşumunda bir rolü var mı? Yok.

O zaman kendi dışında yapılan hatalar nedeniyle seçmenin iradesi yok mu sayılacak?

AKP, seçimi iptal ettirmek için olmadık işler çeviriyor.

Dolandırıcılık jargonunda buna “Kaypak Sam numarası” deniliyor.

“Dolandırılacak kişinin dikkatini dağıtmak ve asıl büyük dolandırıcılığa engel olmasını önlemek için yapılan bir dizi küçük oyun” diye tarif ediliyor.

Ortaya çıkıyor ki AKP’nin başından beri itiraz ettiği bir sürü küçük şey var: Geçersiz oylar sayılsın, geçerliler de sayılsın, geçersizler bir daha sayılsın, sandık kurulu başkanı şöyleydi, kısıtlılar oy kullandı gibi birçok küçük oyun!

Seçimi iptal ettirecek asıl büyük oyunu ne zaman ortaya çıkaracaklar diye merak ediyorum.

Yoksa bütün bu numaralar aslında Reis’i uyutmak için mi? “Aradan biraz zaman geçsin, belki öfkesi yatışır da bizi dövmez” diye mi yaptılar bütün bu itirazları?

Bakalım, bu sorunun yanıtını almamıza artık saatler kaldı!