Türk Genel Kurmayı’nda yapılan değerlendirmeler, ulusal çıkarlar için Irak’ta bazı askeri risklerin göze alınabileceği yönünde netleşiyor.
Değerlendirme (1) Irak’taki istikrarsızlığın devamının Türkiye’nin güvenliği açısından önem taşıdığı, (2) PKK ile Kuzey Irak’ta sürdürülen mücadelede ABD desteğinin sağlanmasının gerekli olduğu ve (3) ABD ile ilişkilerin iyileştirilmesinin uzun vadeli stratejik çıkarlar açısından ve özellikle de uluslararası terörizmle mücadele açısından gerektiği tesbitlerini ortaya koyuyor.
Hükümetin de nihai siyasi kararını verirken bu değerlendirmeyi göz önüne alacağına kuşku yok.
Ankara’da görüşmeler yapan ABD Avrupa Kuvvetleri (EUCOM) Komutanı Orgeneral Jones’un temaslarında da karşılıklı olarak buna benzer bir değerlendirmenin yapıldığı da gazetelere yansıyan haberler arasında.
Hassas açıklama
Türkiye’nin Irak’ta güvenliğin sağlanması ve istikrarlı bir düzenin yerleştirilmesi çabalarına kayıtsız kalmayacağının ilk ipuçlarını Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün, Washington ziyaretindeki temasları ortaya koymuştu.
Gül’ün temasları sırasında Türkiye’nin, Irak’a askeri güç göndermesi için yeni oluşturulacak Irak yönetiminden bir davet yapılması da gündeme gelmişti.
“Talabani’nin adamı” olarak Kürt kontenjanından yeni kurulan Irak Hükümeti’nin Dışişleri Bakanlığı’na getirilen Hoşyar Zebari, dün Ankara ve Washington’daki bu hesapları karıştıracak bir demeç verdi.
Zebari, El Cezire Televizyonu’nun sorularını yanıtlarken yeni Irak hükümetinin, Irak’ın komşularının barış gücüne asker göndermelerini istemediğini vurguladı. “Komşularımız, kendi siyasi gündemlerini Irak’a taşıyabilirler. Komşu ülke askerlerinin Irak’a girmesi, durumu daha da karıştıracaktır” dedi.
Türkiye’nin özellikle hassas olduğu Kuzey Irak ile ilgili olarak da “Türk askerinin Kürt bölgesine müdahalesi sorun ve karmaşa yaratıyor” diye konuştu.
Amaç belli
Zebari’nin bugüne kadar Kzey Irak Kürt Yönetimi adına belirtilen görüşlerini, artık yeni görevinin de yardımıyla tüm Irak yönetimini bağlayacak şekilde tekrarlamasının aslında bir tek amacı var: Türkiye’yi, Irak’tan uzak tutmak..
Her ne kadar “öteki komşulardan” da söz etse bile hedefinin Türkiye olduğu çok açık. Çünkü şu sıralarda Irak’taki barış gücü ile ilgili olarak ABD ile askeri görüşmeler sürdüren Türkiye’den başka bir komşusu da yok Irak’ın..
Ne yapmalı?
Bu durumda Türkiye ne yapacak? İstenmediği bir ülkeye zorla barış gücü göndermek gibi bir tavır içine mi girecek, yoksa “İstenmediğimiz yerde olmayız” mı denecek?
PKK – KADEK’in Kuzey Irak’taki faaliyetleri ve “eve dönüş yasası”nın ardından “ateş kes”i kaldıracağını açıklamış olması, Türkiye’nin görmezden gelebileceği olaylar değil.
Yeni Irak yönetimi ve Kürt yerel yönetimi istese de istemese de Türkiye kendi güvenliği açısından Kuzey Irak’taki PKK faaliyetlerini izlemek ve gerektiğinde askeri operasyonlarını da yapmak durumunda.
Zaten, ABD’ye iletilen mesajlar arasında PKK faaliyetlerinin ABD tarafından engellenmediği taktirde bunun Türkiye tarafından yerine getirileceği de bulunuyor.
Öyle görünüyor ki ABD’nin önünde şimdi yeni bir görev daha var: Kendi oluşturduğu Geçici Hükümet Konseyi’nin atadığı yeni hükümetin Dışişleri Bakanı tarafından açıklanan “Türkiye politikası”nı değiştirtmek..