Öyle görünüyor ki Türkiye’de cumhurbaşkanlarının ikinci kez seçilmelerine engel olan Anayasa hükmü değiştirilecek.
Bu konuda en büyük engel gibi görünen MHP’nin ‘istikrarı korumak’ gerekçesiyle üzerindeki tereddütü attığı bildiriliyor. DSP ve DYP zaten başından beri bunu istiyorlardı. Farklı gerekçelerden yola çıkarak da olsa ANAP da buna taraftar. RP’nin de ikna olması uzak bir ihtimal değil. 
Şimdi sorun iki kere seçilme hakkı kazanan cumhurbaşkanının görev süresinin ne kadar olacağını saptamakta. Öyle görünüyor ki 5+5 diye özetlenen görüş daha ağır basacak ve yeni cumhurbaşkanımızı 5 yıllık bir süre için seçeceğiz. 
Önce süre ile ilgili görüşümü söyleyeyim: Süreyi 5 yıla indirmek demek, eskiden 7 yılda bir yaşadığımız sorunla karşılaşma süremizi iki yıl kısaltmak demek. Öte yandan neredeyse her yeni Meclis’le birlikte bir yeni Cumhurbaşkanı seçeceğiz demek. Cumhurbaşkanlığı makamının giderek daha da siyasileşmesi ve hükümet hesapları da dahil bir dizi siyasi pazarlığa konu olması için bundan daha berbat bir çözüm düşünülemezdi ve sağ olsunlar siyasetçilerimiz bunu da bulmayı başardılar.
Sorunun bir başka boyutu artık yeniden seçileceğine inandığım Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in ne kadarlık bir süre için seçileceği.
Bir vakitler acayip çoğunluk hesaplarını da icat etmiş olan ANAP, bu konudaki öncülüğünü sürdürüyor. (Hatırlayacaksınız Turgut Özal 11 kişilik bir mahkeme heyetinin çoğunlukla karar alması için 5,5+1 hesabının gerektiğini ortaya atmış ve bir hayli de taraftar bulmuştu. Aritmetik bir mantık yürütmeydi bu: 11’in yarısı 5,5 ettiğine göre yarıdan bir fazla oy 6,5 ediyordu. Bir insanı ikiye bölemeyeceğimiz için de 11 kişilik bir heyetten çoğunluk kararı çıkarmak için 7 kişi gerekiyordu. Rakamları şimdi tam olarak hatırlamıyorum ama mantık buydu.) 
ANAP dışında da taraftar bulacağı anlaşılan bu mantığa göre Cumhurbaşkanı Demirel 7 yıl görev yapmıştı. 5+5 toplam on yıl ettiğine göre şimdi yeniden seçilince görev süresi üç yıl olmalıydı.
Öyle eğri bir görüş ki neresini düzelteyim diye insan şaşırıyor. Anayasa’da kişiye özel çözüm üretilemeyeceğini mi yazsam, yeni cumhurbaşkanının yeni Anayasa’ya göre beş yıl için seçileceğini mi yazsam, hatta o beş yıl bittikten sonra ikinci bir beş yıl için bir kez daha seçime girmeye de hakkı olabileceğini mi yazsam. Yoksa geriye dönük bir uygulamayla 7 yıl için seçilmiş bir cumhurbaşkanının son iki yılını gelecek dönemdeki süresinden mahsup etmekteki garip hukuk anlayışını mı? 
Şunu hatırlamak gerek: Cumhurbaşkanı Demirel seçime girdiği sırada Anayasa bir tek kez seçilmeye ve 7 yıllık bir görev süresine olanak tanıyordu. Şimdi yapılacak Anayasa değişikliği ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bir yeni hak tanınmış oluyor. O da aday gösterilirlerse seçime girmek ve kazanırlarsa 5 yıl süreyle görev yapmak. Ve o sürenin sonunda yine aday gösterilir de kazanırlarsa bir beş yıl daha görev yapmak. Bunu kısaltmaya yönelik her çözümün ‘kişisel’ olması kaçınılmaz ve bu da Anayasa yapma mantığıyla uyumsuz bir durum. 
