RADİKAL

Bir sürü büyük unvan

Süleyman DemireI. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı. Uzun yıllar Başbakanlık da yaptı. O, Kurban Bayramı’nın ikinci günü bir otobüsün tekerleği altında yarım saat kendisine yardım edilmesini bekleyerek 68 yaşında ölen Semahat Arslan’ın vatandaşı olduğu ülkenin bir numaralı yöneticisi.
Başkanı olduğu Cumhuriyet, tekerlek altında yatan yaralı vatandaşına bir ambülans gönderebilmekten aciz olsa da… O Cumhurbaşkanı.

Necmettin Erbakan. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı. 25 defa hacı. Allah ömür verirse 26, 27. defa da hacı olmaya kararlı. Başbakanı olduğu, nüfusunun yüzde 99’u Müslüman ülkede yaşlı bir kadın, bayramın ikinci günü bir otobüsün tekerleği altında yarım saat bir yardım elinin yetişmesini beklerken öldü. O, yaralı bir vatandaşına bir ambülans gönderebilmekten aciz bir ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı.

Tansu Çiller. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan Yardımcısı. Profesör. Bir ayı yavrusunun bile sıkıştığı bir delikten kurtarılması için insanların seferber olduğu Amerika’da mülkleri var. O yaralı bir vatandaşı, yardım gelmediği için otobüs tekerlekleri altında ölen bir ülkenin başbakan yardımcısı.

Meral Akşener. İçişleri Bakanı. Onun bakan olduğu ülkede bir otobüsün tekerlekleri altında yarım saat can çekişen yaşlı kadınlar normal karşılanıyor.

Yıldırım Aktuna. Sağlık Bakanı. Onun bakan olduğu ülkede bir vatandaş tekerlekler altında yarım saat ambulans gelmesini beklerken öldü.

Recep Tayyip Erdoğan. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Dini bütün Müslüman. Siyasi şov için başkanı olduğu kentin imkânlarıyla alınan araç gereçleri ülkenin diğer şehirlerine gönderen bir başkan.
Onun belediye başkanı olduğu şehirde yaşlı kadınlar otobüs tekerlekleri altında bir tek ambulansın gelip yardım etmesini beklerken can çekişerek ölüyorlar. Ama olsun, o yine de Büyükşehir belediye başkanı.

Mehmet Y. Yılmaz. Gazete yöneticisi, köşe yazarı. Onun gazete yönettiği ülkede, insanların otobüs tekerlekleri altında yarım saat yardım beklerken ölüp gitmeleri gazetelerde ancak bir günlük haber olabiliyor. Onun gazete yöneticiliği yaptığı ülkede gazeteciler, tekerlek altında yardım beklerken ölen insanların hesabını sormak yerine, iç politika kavgalarıyla uğraşmayı daha çok seviyorlar.

Alın size bir sürü büyük isim, bir sürü büyük unvan. Düşünün durun bakalım, unvanlar mı büyük, isimler mi?

Yaralı vatandaşına bir ambülans göndermekten aciz bir ülkede, yönetici olmak mı marifet, yoksa insanına değer veren bir ülkede sıradan bir yaşam sürmek mi?