Tansu Hanım bugün Susurluk’ta olacak. Otomobil ve otobüsle İzmir – İstanbul arasında yolculuk yapanlar için Susurluk’un önemi, ayranından ve Mihalıççık peyniriyle yapılan tostlarından ileri geliyor.
Ayranın Susurluk’un ekonomik hayatı üzerindeki etkisi nedeniyle Susurluk Belediyesi bir süredir bir “Ayran Festivali” düzenliyor.
Festival kapsamında ne tür etkinlikler düzenleniyor, bunları bilemiyorum. Ama ülkemizin diğer kentlerinde düzenlenen festivallere bakarak bir tahminde bulunmak hiç de zor değil.
Mutlaka bir konser düzenleniyordur diye düşünüyorum. Ayrıca bir geçit resmi de düzenlenecektir. 
Festivalin açılış konuşmasının da Tansu Hanım tarafından yapılacağına hiç kuşku yok. Bakalım Susurluklular, Susurluk’un zenginliklerini kamuoyuna tanıtma amacı güdülen bir festivalde, Tansu Hanım’ın çetecilik savunması yapar mahiyette konuşmasını nasıl karşılayacaklar? Ayrıca festival kapsamında düzenlenecek Ayran Güzeli yarışmasının jüri başkanlığını da Tansu Hanım’a vermelerinin de iyi bir jest olacağı düşüncesindeyim.
Tansu Hanım’ın bu gezisi ile ilgili haberleri okuyunca ona önümüzdeki yıl için bir seyahat programı da düşündüm.
İlk seyahat Amerika’nın Salem kentine düzenlenmeli. Amerika’da kentlerin kuruluş yıldönümleri güzel törenlerle kutlanıyor. Biliyorsunuz Tansu Hanım ve Özer Bey’in bu şirin kentte çeşitli işyeri, otel ve konut yatırımları var. Tıpkı Susurluk olayında olduğu gibi Salem’deki mülkler Tansu Hanım ve eşinin başını bir hayli ağrıtıyor.
Bu nedenle Salem’in kuruluş yıldönümü törenleri için biletlerini şimdiden ayırtmalılar. Salem, ‘cadı’ları ile ünlü bir kent. Salem Cadıları isimli bir film bile çevrildi. Bu yüzden Salem’de Tansu Hanım’sız bir cadılar bayramı da düşünemiyorum.
İkinci gezi mutlaka Kuşadası’na yapılmalı. Yanlarına Suna Abla’yı da almayı ihmal etmeden Kuşadası Festivali’ne ve Altın Güvercin Şarkı Yarışması’na katılmaları iyi bir jest olur. Hem çiftlik dedikodularıyla içlerindeki kötülükleri dökme fırsatını bulan muhaliflerin ağzı kapatılır hem de kimbilir belki yarışmadan bir ‘altın güvercin’ kapma fırsatı bile doğar. Onlara Bülent Ortaçgil’in eski bir şarkısını seslendirmelerini öneriyorum: Haydi gel gidelim Suna Abla’ya, merhaba diyelim Suna Abla’ya!
Katılınacak üçüncü etkinlik olarak önerim Tansu Hanım ve muhterem eşinin yatırımlarının ezici bir çoğunluğunu yönelttikleri Yeniköy, Kilyos ve Zekeriya Köy’ün bağlı bulunduğu Sarıyer’in ünlü festivali olmalı.
Gerçi Sarıyer’de Refah’lı bir belediye başkanı görevde ama olsun, fark etmez. Ha Refah, ha DYP. Belki bu sayede Refah’tan Sarıyer liste başı kontenjanı bile kapmak mümkün olabilir. Ne de olsa DYP’nin barajı geçip geçememe gibi ciddi bir sorunu olacak bu seçimde.
Belediye ile önceden konuşularak festival için özel dizayn bir Tansu Böreği çıkartmak da sağlanabilir ve buradan bir isim hakkı da elde edilebilir.
Peynirlerin içine Susurluk gezisinden dönüşte hediye edilecek olan Mihalıççık peyniri konulursa kazanç katmerli olacaktır.
Bu gezi programı Tansu Hanım’ı ve eşini bir süre oyalar. Biz de bu arada başımıza sarılan bu Çiller felaketini unutma imkânını buluruz belki. Allah’tan umut kesilmez diye düşünüyorum.
