RADİKAL

Hep mavidir elbiselerim

 İlkokul müsamerelerimizin değişmez ‘rond’uydu: Hep mavidir elbiselerim / Bu rengi ben pek çok severim/ Yaz mevsimi cicim, çok sevdiğim için/ Hep mavidir elbiselerim. Dün İshak Alaton’dan aldığım ‘okuyucu mektubu’nu okurken nedense dilime bir kez daha takıldı.

Alaton mektubuna “Mavi başlıklı Radikal sabah karanlığında iç açıcı, umut verici idi” diye başlıyordu.
Başka okuyucularımızdan da benzer notlar aldım. Bir açıklama yapmam gerekiyor.

Bir buçuk yıl önce önemli bir sorunumuz vardı.

Gazete bayilerinin askılarını dolduran onlarca gazeteden ayrışmak, fark edilmek zorundaydık. Ayrıca ‘farklı bir gazetecilik düşüncesi’nin altını kalın bir kalemle çizecek ‘zarf arayışındaydık.

Radikal’in mavi logosu ve birçok okuyucuyu yadırgatan geleneksel çizgiden farklı ‘basit’ mizampajı bu düşüncelerin sonucunda doğdu.

Oysa yapılan okuyucu araştırmaları maviyi değil, en baştan kırmızıyı seçmemiz gerektiğini bize söylüyordu. Okuyucunun gözünün alışık olmadığı hurufatın kullanıldığı mizampajımız da itiraf etmeliyim ki ‘mavi’ rengin soğuk etkisi ile birleşince önceleri bir hayli yadırgandı. Ama bize önemli bir avantaj sağladı. Farklı olduğumuzu bu sayede ortaya koyabildik.

Artık Radikal etkin haberciliği, doğruları eğip bükmeden direkt söyleyen üslubu ve her türlü görüşün seslendirilebiIdiği köşe yazılarıyla kendini bir “gazete” olarak Türk okuyucusuna kabul ettirdi.

Bu süre içinde hem logomuzun rengi, hem de mizampajımızla ilgili olarak gelen şiddetli eleştirilere kulaklarımızı kapattık.

Radikal için zaman zaman yapılan okuyucu araştırmaları bize her seferinde aynı şeyi söyledi: Radikal bir gazete olarak doyurucu bulunuyor, ancak görüntüsü yadırganıyor.

Şu anda bulunduğumuz noktada Radikal’in kendisini ve diğer gazetelerden farkını anlatabilmek için bu tür ‘oyunlara’ gerek kalmadığını, okuyucu kitlesinin büyük bölümüyle inatlaşmaktan vazgeçmemiz gerektiğini düşünüyoruz.

İshak Alaton’un mektubunda da belirttiği gibi aslında önemli olan ‘zarf değil, ‘mazruf.

Radikal bugüne kadar alıştığınız çizgisini tavizsiz sürdürecek. Bunu anlamanın çok kolay bir yolu da var aslında. Elinizdeki eski Radikallerden biri ile ‘yeni’sini karşılaştırın. Yenisinde yer alıp da eskisinde yer alamayacak hiçbir haber bulamayacaksınız. Ya da tersi. Eskisinde bulup da yenisinde bulamayacağınız hiçbir şey olmayacak. Tam tersine Radikal’in böyle daha kolay okunduğunu, daha ferah ve aydınlık olduğunu göreceksiniz.

Okuyucularımızdan Nergis Ansen dün mektubunda “Radikal, karşıtlarından yola çıkarak var oldu ve korkarım ki yine karşıtlarının içinde yok olacak” diyordu.

Bundan hiç korkmuyoruz. Radikal’in ulaştığı yeni sentez ilk bakışta bu izlenimi verse bile sizlerin görüşleri doğrultusunda hep daha iyiye doğru yol alacak.

Ayağımızın takıldığı noktalarda arkamızdan iterek bizi yeniden doğru yola sevk edecek kararlı ve akıllı bir okuyucu kitlesine sahip olduğumuzu biliyoruz. Ve yaptığımız işte en büyük cesareti de sadece ama sadece bundan alıyoruz.