t24.com.tr

Taht oyunları!

Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte henüz çok göz önüne çıkmamış bir “veliaht kim olacak” savaşının başladığını gösteren alametler var.

Daha kılıçlar tam olarak çekilmiş değil.

Ancak Berat Albayrak’ın, “iki rakibine” karşı, arkasına kardeşinin kontrolündeki medyayı da alarak ilk adımları attığı anlaşılıyor.

Mustafa Ali Aykol’un, Serbestiyet’te yayımlanan haberine göre Serhat Albayrak’ın yönetimindeki Turkuvaz Medya’da  (ATV, Sabah grubu) son aylarda yapılan haber paylaşımlarda Berat Albayrak ismi ve fotoğrafları öne çıkıyor.

“Albayrak’ın başlattığı enerji politikalarının meyveleri” ana haber konularından biri.

“Albayrak’ın Enerji Bakanlığı döneminde attığı adımlar sayesinde enerji ithalatı için ödenen faturanın yüzde 36,3 azaldığı” gibi abartılı haberler dikkat çekiyor.

Türkiye’nin enerji ithalatı ile ilgili faturanın nasıl olup da üçte bir oranında azaldığı açıklanmamış elbette.

Bu tür haberler geçtiğimiz Mayıs ayında başlamış, Haziran boyunca da sık aralıklarla tekrarlanıyor.

Benim kişisel duyumlarıma göre Erdoğan sonrası için yarışan üç aday Berat Albayrak, Selçuk Bayraktar, Bilal Erdoğan.

Albayrak’ın, Bayraktar’a karşı dezavantajlı olduğu iddiaları da var ki bu haberler bu açığı kapatmak amacını taşıyor olabilir.

Okuyucularımı uyarmak isterim ki bu üçlü arasında yarış olduğuna ilişkin yazdıklarım, ilgilileri tarafından doğrulanmış haberler değil. Ancak bugüne kadar yalanlanmadığını da belirteyim.

Yarışı kim kazanır, bugünden bir şey söylemek zor.

Erdoğan, beş yıl daha görev yapmak üzere yeni seçildi ve süresini tamamlamadan önce bu yarışla ilgili bir işaret de vermeyecektir.

Bütün hesaplar, Erdoğan’ın beş yıl sonra artık seçilemeyeceği için görevi bırakacağı varsayımı üzerine yapılıyor.

Bundan o kadar emin olmamak gerek.

TBMM üye sayısının 5’te 3 çoğunluğuyla seçimleri yenileme kararı verirse görevdeki Cumhurbaşkanı bir kez daha seçime girebilir.

Anayasa’nın ilgili hükmü şöyle:

“Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.”

Bu 360 milletvekilinin yenileme seçimi için oy vermesi demek.

Cumhur İttifakı’nın 323 milletvekili var. 37 milletvekilinin daha erken seçim için oy vermesi gerekiyor ki Erdoğan’ın sahip olduğu olanaklarla görev süresinin sonuna gelmiş bazı milletvekillerini ikna etmesi çok da zor olmayacaktır.

Erdoğan’ın Allah sağlık verirse emekliliğe razı olup, bir kenara çekileceğini düşünenler, Anayasa’nın ilgili hükmünü ve TBMM’nin yapısını akıllarında tutsalar iyi olur.

Erdoğan, görev süresinin sonuna yaklaşırken bir beş yıl daha görevde kalabilmek için bu kartı oynayabilir kanaatindeyim.

——————————-

İstanbul için “güçlendirme – yenileme kanunu” şart!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe’nin açıklamasına göre İstanbul’da depremde ağır hasar görmesi beklenen 207 bin bina var.

Bu 207 bin binada kaç kişi yaşıyor, bunu açıklamada göremedim.

Kabaca bir milyona yakın hane anlamına gelir. Dört kişilik çekirdek ailelerin yaşadığını varsayarak 4 milyon kişinin ciddi bir tehdit altında yaşadığını söyleyebiliriz.

İstanbul’daki binaların yaklaşık üçte ikisi, yani 800 bin civarında bina, 2000 yılından önce yapılmış.

Yani teorik olarak bu binaların yeni deprem yönetmeliği göz önüne alındığında en azından “güçlendirilmesi” gerekiyor.

Bu binaların çok önemli bölümünün de imar durumlarına aykırılıklar taşıdığını söylemek için allame olmaya gerek yok.

Bunların bir bölümü imar aflarından yararlandı, yıkılıp yeniden yapılmaları mümkün değil.

Aynı şekilde yıkım kararları verilmiş ancak uygulanmasına imkân olmayan çok sayıda bina da var ki bunların güçlendirme izinleri için de yıkılıp yeniden yapılmaları için de mevzuat uygun değil.

Bilim adamlarının açıklamalarına göre İstanbul için zaman daralıyor.

İstanbul’u toptan yenilemek mümkün değil ancak güçlendirilebilecek binaların önündeki mevzuat engellerinin de aşılması şart.

Erdoğan yönetiminin gecikmeden bu sorunu çözmek için adımlar atması gerek.

Erdoğan’ın, inşaat sektörünü yoğun istihdam yaratan bir sektör olarak değerlendirip, desteklediğini biliyoruz.

Zaten AKP’nin özellikle İstanbul’daki ilçe örgütlenmelerinde ve belediyelerinde “inşaatçılar” ağırlıkta.

Yeni haksız rantlara yol açmadan girişilecek böyle büyük bir inşaat seferberliği, ekonominin canlanmasını da sağlayabilir.

Gecikme, arkamızdan ağlayacak kimsenin kalmamasına yol açabilir.

——————————–