t24.com.tr

Yukarıya çevir gözü!

DEMP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “celladına âşık olmak” uyarısına sinirlendi.

Haklı olduğunu söylemeliyim.

Özel’in yakıştırması çok aşırıydı ve daha ortada fol da yok, yumurta da!

“Fol ve yumurta” nasıl oluşacak faslına geçmeden önce şunu da söylemeliyim ki CHP’nin Abdullah Öcalan’ı ziyarete gidecek heyete üye vermek istememesini Tülay Hanım’ın “100 yıllık inkâr ve imha siyasetinin yarattığı kodlar yeniden diriliyor” diye eleştirmesi de doğru olmadı.

Bu sözler belki aşırılıkçı küçük grupların duygularını tatmin eder ama çözüme faydası olmaz.

Siz yola çıkarken Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren bütün geçmişi, Lozan’ı, Cumhuriyet’in kurucu kadrolarını işin içine katarsanız amacınızın ne olduğu tartışılır:

Üzüm mü yenilecek yoksa AKP, MHP ile filan hep birlik olup CHP’yi ve Cumhuriyet’in kurucu kadrolarını mı döveceksiniz?

Türkiye ciddi bir sorununu konuşarak ve uzlaşarak çözebilecek mi, yoksa herkes birbirine dayılanacak, eski hesapları masaya sürerek rakibe bir gol atmanın sevincini mi yaşayacak?

Daha maçın başındayız ve ilk golü attığı için sevinenlerin üzülmesi de olası. Bunu daha önce de gördük.

Şu anda memlekette öyle bir hava var ki bütün iyi niyetli insanlar bir araya gelmişler Kürt meselesini çözecekler ama CHP yok mu, o engel çıkarıyor!

Bugünkü Türkiye’yi dışardan gözleyen birisi bile CHP’nin bu sorunun çözümünde olsa olsa dış kapının mandalı olabileceğini görebilir.

Sorunu belli bir aşamaya kadar çözecek güç “AKP’nin kurucu önderinde” var!

Bir işaretiyle her şeyi yapabilecek güçte; kaşını oynatınca kanun çıkıyor, gözünü oynatınca mahkemeler karar veriyor.

Ve o gücün sahibinin bu konuda ortaya koyduğu bir irade de yok!

Abdullah Öcalan’ı ziyaret heyetine üye vermiş olması sorunun çözümünü istediğini göstermiyor. Tıpkı CHP’nin Abdullah Öcalan’ı ziyaret için birisini göndermemesinin çözümünü istemediğini göstermemesi gibi.

Öcalan’ı ziyaret sembolik olarak DEMP için çok önemli olabilir elbette ama sorunun kesin çözümünün yolunu açacak bir eylem değildir.

Sorun TBMM’de çözülecek ve Erdoğan istemezse TBMM’de “kımıl zararlısının buğday rekoltesine etkisi” bile tartışılamıyor. Değil ki bu derecede önemli politik meseleler tartışılsın!

Sabahattin Ali’nin çok bilinen şiirindeki gibi “görmesen bile denizi, yukarıya çevir gözü”!

DEMP’li politikacılara önerim, yukarıyı zorlamaları.

Nasıl bir yol haritası var?

Hangi aşamalarda, ne tür adımlar atılacak?

“Silahlar bırakılınca demokratik siyasetin önü açılacak” ise nasıl açılacak?

Tamam elbette her şeyi bugünden söylemelerini beklemiyorum ama bunca komisyon gevezeliğinden ve Abdullah Öcalan’ı bile ziyaret ettikten sonra söylenecek hiçbir şey yok mu?

“Hepimiz eşit yurttaş olacağız, hayat bayram olacak” gibi yuvarlak ve her zaman söylenebilecek sözlerden değil, somut adımlardan söz ediyorum.

Bu iş mesela 100 adımlık bir süreçte gelişecek ise atılacak şu ilk beş on adımı görmek istemek, çok mu erken?

Şu anda Türkiye’yi yöneten kadroyu tanımasam belki bu konuda azıcık da olsa ümit besleyebilirdim.

Ama karakterleri artık yakından tanıyoruz.

Selahattin Demirtaş’ı AİHM kararına rağmen serbest bırakmamak için uydurulmuş bir suçtan yeni bir tutuklama kararı verildiğini görmezden mi geleceğim?

Mahkeme kararlarını yok sayarak hukuki darbe yapma pahasına Tayfun Kahraman’ın, Can Atalay’ın hapiste tutulmasının baş sorumlusunun, sabah uyanınca demokrasiyi içine sindirmiş olduğunu mu düşüneceğim?

Böyle bir sindirim ilacı hala icat edilmedi ne yazık ki!

Fatih Altaylı’nın, Furkan Karabay’ın uydurulmuş suçlarla hapiste olmalarının nedeni Özgür Özel mi?

“Kent uzlaşısı” isimli seçim ittifakını şeytanlaştırıp, yargı konusu yaptıran, seçilmiş belediye başkanlarını cezalandıran kim?

Kusura bakmayın ama bunları unutmamış olduğum için eski “kullanışlı aptallar” kadar heyecanlanamıyorum!

Bunlarla ilgili küçük bir ışık yanarsa söz veriyorum ben de onlar kadar heyecanlanacağım.

Ama o gün gelene kadar sükunetimizi muhafaza etmeyi öneriyorum.

Şu anda bu süreçten elde edebildiğimiz tek sonuç bir CHP – DEMP çekişmesi yaratmayı başarmış olmaları.

Öyle görünüyor ki bu “sürecin” bir amacı da esasen buydu.

———————————-