Lorant uyandı
Ankara’da ilginç bir Fenerbahçe seyrettik dün gece. Maçın ilk 45 dakikasında sonucu 3-0’a getirmeyi başaran Sarı-Lacivertliler için, ilginç olan nokta şuydu; Fenerbahçe, belki de 3-5 maçta rakip kaleye bugüne kadar atmadığı sayıda şut çekti, soldan ve sağdan ortalar yaptı.
Maçın 50’inci dakikasında saymayı bıraktım. Bu dakikaya kadar Fenerbahçe’nin rakip kaleye gönderdiği 20 şutu vardı. Bütün bir ilk yarı boyunca da toplam 26 orta yaptılar. Bu tablonun getirdiği sonuç, aslında Fenerbahçe’nin sezon başından beri sorununun ne olduğunu gösteren bir futbol gerçeğiydi. Eğer kanat oyuncularınız önlerinde doğan boş alanları kullanabiliyorlarsa, hem rakibin hücuma çıkmasını önlüyorlar hem de yaptıkları ortalarla forvet oyucularına gol olanakları yaratıyorlar.
Olmadık oyunculardan sol kanat oyuncusu yaratmaya çalışan Lorant, dün gece Cem Karaca’yı sonra da Ali Akdeniz’i sol kanatta oynatınca, farkı da görmüş olmalı. Fenerbahçe’nin dün rakip kaleye çok sayıda şut çekmesi, aslında farkın daha da açılmasını ve beki de bir Türkiye Ligleri gol rekorunun kırılmasını önledi. Bazı durumlarda şut çekmenin tercih edilmesi çok kolay atılabilecek gollerin atılamamasına yol açtı.
Dün, Ortega’nın yokluğunun Fenerbahçe’de hiçbir eksikliğinin hissedilmediğini de gördük. Bunun sebebi, Ortega’nın gereksiz çalım hastalığı ve takım hücuma çıkarken, mutlaka 3-4 kişiyi çalımlamaya meraklı olmasıydı. Bu frenin ortadan kalkması hem az top kaybına hem de hızlı hücuma yol açtı. Böylece Fenerbahçe ceza maçını Ankara’da 3 puanla kapadı.