Milliyet, Fikret Bila’nın büyük gayretleriyle bir önemli gazetecilik başarısına daha imza attı..
Türk kamuoyunda “mutabakat” olarak bilinen “Memorandum of Understanding” isimli belge, Irak’ta savaş öncesi sürdürülen diplomatik müzakerelerin Türk Dışişleri tarafından büyük bir başarıyla yürütülmüş ve sonuçlandırılmış olduğunu gösteriyor.
Hatırlayacaksınız, Irak’a yönelik ABD – İngiliz askeri harekâtı öncesinde hükümet, Türkiye açısından geçerli olan bir dizi “kırmızı çizgi” tespit etmişti.
Milli Güvenlik Kurulu’nda da görüşülen bu politikanın neredeyse bütün unsurlarıyla bu belgeye geçirilmiş olduğu görülüyor.
Bu diplomatik başarının, reel politikaya dönüştürülememiş olması hiç kuşku yok Abdullah Gül başkanlığındaki hükümetin başarısızlığıdır.
Tam bir ‘kapalı oturum’
Irak’a gidecek ABD askerlerine geçiş izni verecek tezkerenin TBMM tarafından kabulünün sağlanamamış olması, bugün Kuzey Irak’ta Türkiye’yi yakından ilgilendiren birçok problemin de doğmasının ana nedenidir.
TBMM tezkere ile ilgili görüşmesini bildiğiniz gibi “kapalı oturum”la yaptı.
Kapalı oturumun bir tek amacı vardı: Hükümetin Irak politikası ve ABD ile varılan anlaşmaların gizliliğini korumak, bu gizliliği korurken de milletvekillerini olup biten her şeyden haberdar edebilecek bir ortam yaratmak..
Şimdi ortaya çıkıyor ki “kapalı oturum”da milletvekillerine hiçbir şey anlatılmamış.
İdeolojik saplantılar…
Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal ve ABD ile “mutabakat” görüşmelerini yürüten Büyükelçi Deniz Bölükbaşı bu toplantıda konuşturulmamışlar bile..
Bu yapılmadığı gibi Başbakan da, kendi imzasıyla TBMM’ye sevk edilen tezkerenin ardındaki temel politikayı ve varılan anlaşmayı bildiği halde tezkereyi geçirmek için herhangi bir çaba içinde olmamış..
Bütün bunlar yapılmayacaksa o zaman “kapalı oturum”a neden ihtiyaç duyuldu diye insan sormadan edemiyor..
Ortaya çıkıyor ki hükümet, kafasının ardındaki ideolojik saplantılarından kurtulamamış ve Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren çok önemli bir konuda dar politik hesapların içine girmekte sakınca görmemiş..
Yazık, çok yazık
ABD ile varılan anlaşma gösteriyor ki bugün şikâyet ettiğimiz olayların hiçbiri eğer tezkere geçirilebilmiş olsaydı yaşanmayacaktı.
Ne PKK’nın serbestçe faaliyetine devam etmesi mümkün olacaktı, ne de Kürt yönetiminin Musul ve Kerkük gibi önemli vilayetlere hâkim olması söz konusu olacaktı.
Şimdi bu anlaşma ile sağlanabilenden çok daha azı için Irak’a asker gönderme pazarlıkları yapıyoruz..
Bir ülkenin eline geçmiş böyle bir fırsatı tepmiş olmasının politik sorumluları hakkındaki en doğru kararı elbette tarih verecek.
Bugünden söyleyebileceğimiz şudur: Türkiye, acemi bir hükümetin beceriksiz politikasının kurbanı olmuş. Olayların nasıl gelişebileceğini öngöremeyen, elde ettiği şeyin değerinin farkında olmayan acemi bir hükümet..
Söylenebilecek tek şey bu: Yazık, çok yazık…
