MİLLİYET

Amaç Fenerbahçe'nin önünü kesmek!

 Fenerbahçe – Trabzonspor maçının ardından koparılan gürültünün bir tek amacı var:
Fenerbahçe’nin kalan maçlarını yönetecek hakemleri baskı altına almak.
Fenerbahçe lehine düdük çalmaya teşebbüs ettiklerinde iki kere düşünmelerini sağlamak.

Trabzonspor’un başkanı işi öyle bir noktaya getirdi ki, Cem Papila’nın banka hesaplarının bile incelenmesini istiyor.
Avukat olan Papila’nın, Atay Aktuğ’un bu sözlerinin gerisinde ne yattığını bizden daha iyi anlayacağına hiç kuşku yok. Eminim, insanların gururları üzerine bu kadar uluorta ve hiçbir bilgiye, belgeye dayanmadan konuşmanın Türkiye’de bile bir cezası olduğunu hepimize gösterecektir.
Bugün hakemler konusunda en çok şikayet edenlerin, yakın geçmişte aynı hakem hatalarıyla puanlar kazandıklarını hepimiz biliyoruz.
Diyarbakır – Trabzon maçının hakem hataları Trabzon lehine olduğunda, hakemin banka hesaplarının incelenmesi istenmiş miydi?
Ya da Malatya’da geçtiğimiz pazar günü Malatyaspor’un tertemiz golü iptal edildiğinde, Galatasaray yöneticileri hakemin bu kararı hangi şartlar altında verdiğini tartışmışlar mıydı?

Yorumcular farklı
Futbol yorumcuları ise bambaşka bir alemde geziniyorlar sanki.
Amaç Daum’u eleştirmek olduğunda hepsinin söyledikleri aynı: Türkiye liginin en iyi kadrosuna sahip takımı puan farkını daha da açmalıydı!
Kim şampiyon olacak diye sorulduğunda ise yanıtları neden böyle: Hakemler Fenerbahçe’nin şampiyon olmasına çoktan karar verdiler!
Şurası bir gerçek: Türkiye’nin futbol dünyasındaki öteki kurumlar ne kadar başarılıysa hakemlik kurumu da o kadar başarılıdır. Birinin diğerinden çok daha ileri olması için bir neden yok.
Türkiye’de futbol hakemliğinin düzeyinin ne olduğunu anlamak için uluslararası turnuvalarda kaç Türk hakeminin olduğuna bakmak yeterli.
Birçoğu futbol oyununu bilmiyor, birçoğu kurallardaki değişiklikleri takip edemiyor, birçoğu kulüp yönetimlerinin ve seyircilerinin baskısı altında yapmaları gereken işi doğru dürüst yapamıyor..
Saymadım ama, bu sezon Fenerbahçe lehine verilmeyen kaç penaltı varsa eminim bir aşağı iki yukarı Galatasaray için de verilmemiştir, Trabzon için de, Beşiktaş için de..

Arşivlere baksınlar
Ya da tam tersi.. Takımlardan biri lehine ne kadar karar verildiyse öbürleri lehine de bir aşağı iki yukarı o kadar lehte karar verilmiş olmalı..
Bunun aksini iddia edenlerin, yani Fenerbahçe’nin özellikle kollandığını iddia edenlerin yapacakları bir şey var: Arşivlere baksınlar ve bu tür kararları dürüstçe saysınlar. Beşer şaşar ama, arşiv hiçbir zaman unutmaz.. (Gelecek sezonun başından itibaren bu işi düzenli olarak yapmaya karar verdim, böyle tartışmalar olduğunda ortaya somut rakamlarla çıkabilmek için.)
Kulüp yöneticileri kendi başarısızlıklarını örtmek, rakibin yolunu kesmek için hakemlerle uğraşmayı bırakmalılar.
Türkiye’de kimin şampiyon olmayı hak ettiğini görmek isteyenler sezon boyunca istatistiklere baksınlar bakalım: En çok topu kim kullanmış, en çok şutu kim çekmiş, en az golü kim yemiş, en çok golü kim atmış?

Diyarbakır’ı ligde tutmak devlet politikası mı?

Diyarbakır’daki Trabzonspor maçında neler yaşandığını televizyondan canlı canlı izledik.
Koltuklar söküldü, yan hakemin kafasına atıldı..
Oyun alanına fiili müdahalenin cezasının saha kapatma olduğu zannediliyordu, ama meğerse öyle değilmiş.
Belli bir parayı öderseniz, hakemin kafasına istediğiniz her şeyi atabilirsiniz, öyle görünüyor.
Diyarbakır’a saha kapatma cezası verilmiş olsaydı, Fenerbahçe – Diyarbakırspor maçı tarafsız bir sahada oynanacaktı. Ve bu herhalde Fenerbahçe lehine bir durum yaratacaktı.
Ama Fenerbahçe yöneticileri dahil buna kimsenin sesi çıkmadı.
Acaba neden?
Aldığım duyumlar Diyarbakır’a verilecek ceza öncesinde birçok siyasinin ve devlet yöneticisinin “Saha kapatmayın” diye baskı yaptıkları yolunda.
Büyük olasılıkla aynı merciler, Fenerbahçeli yöneticilerin de kulaklarını çektiler: Fazla gürültü çıkarmayın!
Öyle görünüyor ki, Diyarbakır bu sene terörle mücadele kontenjanından ligde tutulacak..
Peki o zaman şunu sormak zorunda değil miyiz: Küme düşecek öteki garibanların suçu ne?