MİLLİYET

Atılan şişe kimi 'bağlayacak'?

 Hafızası zayıf bir toplum olduğumuzu hep söylüyorum ama doğrusunu isterseniz bu kadar zayıf olmasını da beklemiyordum.

Koltuk sayısı kadar bilet satılacağı, koltuk sayısından bir tek bile fazla seyircinin tribüne çıkmasına izin verilmeyeceği, herkesin maçı oturarak izlemesinin sağlanacağı, tribün merdivenlerinin mutlak surette boş bırakılacağı gibi önlemlerden söz ediyorum.
Federasyon, kulüp başkanları ve emniyetin hem fikir olduğu tedbirlerdi bunlar.
Ali Sami Yen’de bütün bunların unutulduğunu gördük.
Eğer koltuk sayısı kadar seyirci içeri girmiş olsaydı insanların tribünde merdivenleri de dolduracak şekilde üst üste oturmalarına gerek kalır mıydı?
O gün turnikelerdeki sayaçları kim kontrol etti? İçeriye fazla seyirci girdi mi, girdiyse kaç kişi girdi?
Bunlar sanırım Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’e gönderilecek raporlarda ayrıntılı olarak yer alacaktır.
Büyük sözler verilerek açıklanan tedbirlerin ömrünün neden iki hafta bile sürmediğini de böylece öğrenmiş olacağız.
Öte yandan şunu da merak ediyorum:
Beşiktaş’ın sahası ibreti âlem için üç maç kapatıldı, maçlar seyircisiz oynanıyor.
Bakalım Ali Sami Yen için nasıl bir uygulama yapılacak?
Hakemi hedef alan, doğrudan oyun sahasına yönelik şişeli saldırının cezası kaç maç olacak?
Türkiye’nin herhangi bir yerindeki, herhangi bir statta bir daha bu tür bir fiili saldırının meydana gelmesini caydıracak bir ceza mı?
Yoksa bu da “Kendini bilmez bir kişinin yaptığı hareket bütün bir camiayı bağlamaz” diye geçiştirilecek mi?
Tribün şiddetiyle mücadelede gerçekten bir yol ayrımına geldik.
Bekleyelim ve görelim…

Hakan neden Milli Takım’da yok?

“Hakan Şükür neden Milli Takım’da yok?” tartışmaları zaman zaman alevlenerek hâlâ sürüyor. Bunu öne sürerek Ersun Yanal’ı Milli Takım’dan gönderme hesapları yapanlara şu soruyu soralım:
“Pazar gecesi Hakan Şükür’ü seyrettikten sonra neden Milli Takım kadrosuna alınmadığını hâlâ merak ediyor musunuz?”

Transfer gerekiyor

Maç yorumlarını okudum. Hakem hataları vardı ama bunu önemsemiyorum. Sonuçta Galatasaray’ın kazanmasını gerektirecek bir oyun oynandı. Ancak sonuca bakıp bazı gerçekleri unutmamak gerek.
Pazar günü Galatasaray’ın girdiği pozisyonlara Fenerbahçe girseydi yine tarihi bir fark olurdu. Galatasaray kazandı, çünkü Fenerbahçe bu sezon ilk kez bir maçı golsüz tamamladı. Fenerbahçe sezonun en kötü, Galatasaray ise en iyi oyununu oynadı.
Bu tablo Galatasaray’ın ciddi ara transfer dönemi geçirmesi gerektiğini gösteriyor.
Açıkça görünüyor ki Galatasaray’ın eldeki oyuncu kadrosu ligi taşımaya yeterli değil.

Cem Papila iyi bir hakem mi?

Cem Papila’nın gelecek vaat eden bir hakem olduğu söyleniyor. Katılmıyorum. Papila’ya şunu hatırlatmak isterim: İyi hakem, kararlarında belli bir standart olan hakemdir. Sadece aynı maç içinde değil, yönettiği tüm maçlarda benzer durumlarda benzer kararları veren hakeme iyi hakem denir..
Luciano’ya kırmızı kart doğruydu.
Peki neredeyse birbirine karbon kopya benzeyen iki değişik pozisyonda neden aynı standart yoktu?
Orhan Ak aynı hareket için sarı kart gördü, Cihan’a ise kart bile gösterilmedi.
Ayhan’ın, yüzüne karşı neler söylediğini biz televizyon yayınında bile anladık da Papila nasıl anlamadı?
İyi hakem olmak o kadar kolay değil, görüyorsunuz.