Türkiye’de kitlesel hızlı tüketim ürünleri üretim ve pazarlamasında faaliyet gösteren bazı büyük şirketler tarafından yaptırılan bir araştırmayı okudum geçenlerde.
HTP isimli bir kuruluşa yaptırılan bu araştırma “Türkiye Yaşam Trendleri Araştırması” adını taşıyor. Ve hangi tüketici tipinin nasıl davrandığını ve davranışlarına hâkim olan genel etkenleri tespit etmeye çalışıyor.
İlginç bir tespit şu: Türkler ünlü kişilerin samimiyetlerine inanmıyorlar ve onlara güvenmiyorlar. Erkeklerimiz de özellikle kültüre ve kültürlü insanlara karşı tepkililer.
Kadınlarımız, ev ve çocuk sorumluluklarını erkeklerle paylaşmak istiyorlar. Erkekler ise buna çoğunlukla karşılar. Yeni erkek rollerini kabul etmek istemiyorlar..
İşte 9 ayrı grup
Türkiye Yaşam Trendleri Araştırması, Türk tüketicilerini yaşam eğilimlerine göre 9 gruba ayırıyor.
Türk tüketicilerinin en küçük grubu olan “vitrindekiler” (yüzde 6.7), eğitimli, duyarlı, kendine özen gösteren, hayattan zevk almayı bilen kentli yetişkinler. Çoğunluğu erkek. Kendilerini tanımlarken “Türklük” kavramını kullanmıyorlar, kişilikleri ile var olduklarını düşünüyorlar.
“Medeniyetçiler” (yüzde 8.8), daha çok Marmara ve Ege’de kentsel alanlarda yaşayan orta ve üst sosyoekonomik sınıftan ailelerin eğitim gören 16-25 yaş grubundaki çocukları. İlgi alanları geniş, teknolojik gelişmelere açık, kültür ve sanata meraklı kişiler.
“Öykünenler” (yüzde 8.4), orta ve üst sosyal sınıftan kalabalık ailelerden geliyorlar. Geleneksellikten uzak, liberal ve modern olma istekleri ağır basıyor. dışa dönükler, ülkelerine ve çevrelerine karşı hassaslar.
“Çabalayanlar” (yüzde 9.8), geçmişe dönmeyi arzulayan, içe dönük, genç ebeveynler.. Hayatları bin parçaya bölünmüş durumda ve sakin, rahat değiller. Kendilerini güvende hissetmeleri için evlerinin huzurlu ortamında olmaları gerekiyor.
“Harbiler” (yüzde 16.4), kalabalık ailelerden geliyorlar. Evde oturmayı, düzenli olmayı ve entelektüelleri sevmiyorlar. Televizyonda maçları ve spor programlarını izlemeyi tercih ediyorlar.
“Pop milliyetçiler” (yüzde 9.6), geleneksel değerlere önem veren genç yetişkinler. Çoğunluğu erkek, eğitim düzeyleri düşük, geleneksel kadın – erkek rollerini benimsemiş, kendi hallerinde insanlar. Maceracılıktan hoşlanmıyorlar.
“Yılgınlar” (yüzde 12.3), hayat mücadelesinden yorgun düşmüş orta yaş ebeveynler. Eski zamanları özlüyorlar. Tutumlu ve düzenliler. İş ve aileleri dışında özel bir merakları da gelişmemiş.
Yorum size kalmış..
“Gelenekseller” (yüzde 20.3), kendilerini muhafazakâr olarak tanımlayan sade insanlar.. Az eğitimli, 46 yaş üzerinde ebeveynler bu grubun ağırlığını oluşturuyor. Gözde insanların yaşamlarını takip etmek aile dışındaki tek ilgi alanları. Kadınların çoğunluğu ev hanımı.
“Din merkezciler” (yüzde 7.7), huzuru dinde bulan, günlük yaşamlarında dini referans alan insanlar. Kadınlar çoğunlukta. Daha çok kırsal alanlarda yaşayan, eğitim düzeyi düşük kimseler.. Yumuşak, muhafazakâr, sade bir yapıları var. Dış dünyayla pek ilgileri de yok. Daha az televizyon seyrediyor, daha az kitap ve gazete okuyorlar.
Araştırmanın çektiği “fotoğraf” bu..
Bu fotoğrafa bakıp sonuçlar çıkarmayı da size bırakıyorum.
