MİLLİYET

Yargıtay Başsavcısı herkese 'ders' verdi

 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok’un dün yaptığı yazılı basın açıklamasında şöyle bir bölüm var:

“Yargıda değer aşınması ve çürüme kesinlikle yoktur. Kişisel ve münferit olaylar yargıdan kaygı duyulmasını gerektirecek boyutta değildir ve adalete de yansımamıştır. Yargı içinde sürekli var olan özeleştiri ve buna bağlı tepki ve dışlama daha yoğun ve etkili hale gelmiştir. Kaldı ki, hâkim etik ve kimyası içinde kalmayanlara karşı bastırıcı mekanizma yasalarda öngörülmüştür. Bu mekanizmanın özenle işletilmesi her türlü heves ve niyetleri önleyecek ve hiç olmazsa en aza inmesini sağlayacaktır.”
Başsavcı Ok, daha sonra şunları da söylüyor:
“Hâkimlik statüsü, Yargıtay üyeliği kurşun geçirmez zırh değildir; dokunulmazlık ise hiç değildir.”
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok’un açıklamasını bugün Milliyet’te geniş olarak okuyacaksınız.
Son günlerdeki yoğun tartışmaları izlemekte ve yorumlamakta zorlanan herkes için gerçekten öğretici bir açıklama bu..
Ve en önemlisi, yapılan yanlış yorumlara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın ağzından verilmiş çok açık bir yanıt bu..
‘Örtbas’ bizde ‘kurumsal’
Açıklama bize gösteriyor ki, gerek yüksek yargı organlarımızın mensupları ve gerekse bütün bir yargı mekanizması açısından, yargıdaki “çürüme” sorunu “kişisel” düzeyde ele alınıyor.
Her ortamda ve her kurumda bulunabilecek “yanlış” kişilerin hataları, o yanlış kişiler sırf bir kuruma ait diye örtbas etme çabasına girilmiyor..
Bu bütün bir devlet düzenimizin bugüne kadar açık yüreklilikle yapmayı başaramadığı bir davranıştır.
Bizim kamu yönetimi geleneğimizde, hatalı ve kusurlu memuru korumak herkesten önce bizzat o kurumun mensuplarının işi gibi görülüyor.
Hatalı bakanı, Başbakan koruyor; hatalı yüksek memuru, bakan koruyor; hatalı memuru, kendi amiri koruyor..
Ve çoğu zaman bu koruma, “kurumu yıpratmamak” adına yapılıyor..
“Kurumu yıpratmayalım”, “hükümeti yıpratmayalım”, “devlet güçlerini zaafa düşürmeyelim” denilerek hatalar örtbas ediliyor, hatalı memur kendisine sunulan bu korumalı ortamda bildiğini okumaya devam ediyor.
Kişisel olarak da mutluyum..
Şimdi bizzat Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’ndan öğreniyoruz ki, bu kötü ve kamu hizmetini zaafa uğratıp bir bütün olarak devleti yıpratan gelenek, yargı düzenimizde işlemeyecek..
Hatalı olan, yaptığı hatanın sorumluluğunu kişisel olarak üstlenecek, yargı kurumu hatalı kişinin hatasını paylaşmak anlamına gelecek koruyucu bir tavır içine girmeyecek..
Çakıcı Skandalı Milliyet tarafından ortaya çıkarıldığı günden beri en çok duyduğum sözlerden biri de “Bu tartışmanın hedefi yargıya olan güveni azaltmaktır” şeklindeydi..
Bu eleştiriye en açık yanıtın bizzat yargının tepesinden gelmiş olması beni kişisel olarak da mutlu ediyor.
Yargı, her nasılsa arasından çıkabilecek hatalı ve kusurlu mensuplarını koruma çabasına girişmediği için saygınlığını da korumayı başaracak..
Başsavcı’nın açıklamasını okurken kendimi mutlu hissetmemin en temel nedeni budur.