Bir "yeni yüz" ararken, üç tane birden!
Artık hiç kuşku yok ki, bu yıl içinde yenilenecek seçimlerde seçmen üç “yeni yüz” ile karşılaşacak: Recep Tayyip Erdoğan, Mehmet Ali Bayar ve İsmail Cem – Kemal Derviş ikilisi…
Son iki seçimdir seçmenlerin bir bölümünün “bir de bunu deneyelim” diyerek oy kullandığını dikkate alacak olursak, sadece bu nedenle bile bu seçim “eski yüzler” için biraz zor geçecek.
57. Hükümet, ekonomik krizin zorlaması ile de olsa yapısal dönüşümlerle ilgili ciddi adımlar attı. Ancak “geliyorum” diye bağıran ekonomik krizi önleyememiş olması ve Avrupa Birliği konusunda bir tıkanmayla karşılaşması bütün ciddi adımları gölgeliyor.
Tayyip’in şansızlığı
Böyle bir ortamda muhalefet partilerinin güçlerini önemli ölçüde arttırmaları beklenir. Ama ilginç ki muhalefet cephesinde şu son dönemece gelinene kadar hala en güçlü isim Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’siydi…
AKP’nin işi bir bakıma öteki muhalefet partilerinden daha kolaydı. Bir kere siyasallaşmış İslam’ın ciddi bir oy potansiyeli var ve Erdoğan, karşısındaki Kutan ile kıyaslandığında “yeni ve umut veren lider” olarak görülüyor. Erdoğan “yeni”liğinin avantajını hiç olmazsa seslendiği kitlede iyi kullanmış görünüyor.
Eğer, seçimlere gidildiğinde tek yeni unsur Erdoğan olsaydı, hiç kuşku yok bu özelliği ona geleneksel olarak öteki partilere oy veren ama bu kez memnuniyetsizlikleri nedeniyle değişiklik arayacak kesimlerden de oy getirebilecekti.
Rüzgâr değil esinti!
Memnuniyetsizliğin bu kadar yaygın olduğu bir ülkede muhalefet partilerinin, DYP ve CHP’nin, bir “oy patlaması” yaratamıyor olmaları nasıl açıklanabilir?
Bunu söylerken her iki partide gözle görülür bir ilerleme olduğunu yadsımıyorum. Evet, böyle bir gelişme var ancak bunun bir “rüzgâr”a dönüşmediğini ve gelecek seçimlerde bu partileri iktidara taşıyabilecek, en büyük parti haline getirebilecek bir gelişme olmadığını söylemek istiyorum. Araştırmalar bunu net biçimde ortaya koyuyor.
Sonuçlar sürpriz olmasın
Tansu Çiller ve Deniz Baykal kişisel olarak bu gelişmeyi tatmin edici buluyor olabilirler.
Ancak, Türk siyasetinde geleceğe yönelik bir açılım ve birleştirici tavır sergilemedikleri taktirde geçmişteki hatalarına ilişkin olarak daha önce ödemiş oldukları faturalar, seçmen tarafından bir kez daha önlerine konulabilir.
DYP, ANAP ve CHP’nin, Mehmet Ali Bayar ve İsmail Cem-Kemal Derviş faktörlerini ihmal etmeleri, seçimden beklemedikleri bir sonuçla çıkmalarına yol açabilir.