Geçen gün International Herald Tribune gazetesinde yayımlanan bir karikatür Amerika’daki Başkanlık seçiminin hangi zemin üzerinde cereyan edeceğini gösteren bir örnekti. Aynı karikatür dünkü Radikal’de de yayımlandı.
Karikatürde Demokratik Parti’nin başkan adayını belirlemek için yapılmakta olan ön seçimlerde açık ara önde giden adaylardan John F. Kerry görünüyor.. Karşısında ellerinde pankartlar olan büyük bir kalabalık var. Pankartlarda “Bush’a Hayır”, “2004’te Bush olmasın”, “Bush’u Yen”, “Bush Başkan olmasın” gibi sloganlar yazılı.. Kerry sahne gibi bir yerden kalabalığa sesleniyor: “Sevginizi hissediyorum!”
Bayram tatilinde Washington’daydım. Hangi televizyonu açsam karşıma Kerry çıktı..
Kerry nasıl giyiniyor, nasıl konuşuyor, İngilizcesi Bush’tan neden daha iyi, Bush’un politikaları için ne düşünüyor… Gazeteler, televizyonlar bunlarla doluydu..
Gördüm ki demokratik bir ön seçim süreci kamuoyunun seçime ve adaylara olan ilgisini arttırıyor ve bundan da kazançlı çıkan o ülkenin demokrasisi oluyor.
Ön seçimsiz, liderlerin iki dudağı arasına sıkışmış adaylarla bir buçuk ay sonra yapılacak bizim dev yerel seçimlerimizin neden kamuoyunda hala en çok konuşulan konu haline gelemediğinin ipuçları da burada yatıyordu sanıyorum.
Başkan çok terleyecek
Öte yandan dolaştığım kitapçılarda son bir yıl içinde yayımlanan Bush aleyhtarı kitapların sayısındaki inanılmaz gibi görünen artış da dikkatimi çekti..
Amerikanın aydın kesimlerinde Bush’a ve onun yeni sağcı muhafazakar söylemine ve politikalarına karşı yükselen tepkinin bir sonucuydu bence bu durum.
Nitekim bütün bu gelişmelerin sonucunda kamuoyu yoklamaları gösteriyor ki Kerry eğer son anda büyük bir aksilikle karşılaşmaz da demokratların adayı olarak Bush’un karşısına çıkabilirse bugünkü Başkan’ı çok terletecek bir seçim süreci yaşanacak..
Ve kamuoyu yoklamaları yanılmıyorsa (ki oralarda yanıldığı da pek fazla görülmedi) öyle görünüyor ki Bush, bir demokraside halkı kandırmanın cezasız kalmayacağını bir kez de kendi deneyimiyle öğrenecek.
Irak’ta savaşa yol açan gerekçelerin hala kanıtlarıyla ortaya konulamamış olmasının ve savaşın üzerinden geçen neredeyse on aya yakın süreye rağmen Irak’ta demokrasiye benzer bir yönetimin temellerinin atılamamış olmasının bedelini Bush ödemek zorunda kalacak gibi görünüyor.
Bush bütçesi korkutuyor
Öte yandan Bush da yeni bütçesini hazırlamış durumda.
Bush’un bütçesinin rakamları dünyayı pek de iyi şeylerin beklemediğinin bir göstergesi gibi sanki..
Yeni bütçe güvenlik harcamalarının yüzde yedilik bir oranla 27 milyar dolar civarında artacağını öngörüyor. Bu artış Bush’un daha önce aldığı ek 50 milyar dolarlık savaş bütçesine ilave olarak yapılacak.
Öte yandan Amerika’da hakim olan paranoyaya paralel olarak iç güvenlik bütçesinin de yüzde onluk bir oranla 30 milyar dolar civarında artacağı öngörülüyor.
Bütün bu rakamlardan çıkarabildiğim sonuç Bush yeniden seçilirse bugünkü “aktif savunma” politikasının olanca şiddetiyle sürebileceği ve dünyanın başka yerlerinde de Irak benzeri kargaşaların çıkabileceğinden başka bir şey değil.
Bu açıdan bakınca Bush ile Kerry arasındaki yarış sadece Amerikalıları değil bizleri de ilgilendiriyor.
Kerry’nin geleneksel Amerikan dış politikasından sapacağını kimse iddia etmiyor ama başkanların kişiliklerinin bu politikaların uygulanış şeklini etkileyeceği de bir sır değil elbette.
