İmam hatip liselerine ne kadar ihtiyacımız var?
ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun liselerdeki din eğitiminin seçmeli olması, imam hatip liselerinin kapatılması, seçmeli din derslerinde velilerin isteklerine uygun bir müfredatın uygulanmasına yönelik söylediği sözler nedense kamuoyunda hak ettiği kadar tartışılmadı.
Kendimize şu soruyu sorarak tartışmaya başlamalıyız diye düşünüyorum: İmam hatip liselerine, bir meslek lisesi olarak gerçekten ihtiyacımız var mı?
Sorun şu ki..
İmam hatip liseleri, bir “meslek okulu” olmaları itibariyle esas olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ihtiyaç duyduğu personeli yetiştirmek amacına yönelik bir müfredat uyguluyor.
Camilerde görevlendirilecek imamlar, vaizler, eğer atanacakları görevin gereği olarak ilahiyat fakülteleri mezunlarından oluşmayacaksa, bu okullardan mezun olanlar arasından seçilecekler.
Ama şimdi görüyoruz ki, çocuklarını imam hatip liselerine yollayan velilerin ve bu okullarda okuyan çocukların beklentileri bu değil.
Onlar da diğer lise mezunları gibi üniversiteye gitmek, mühendis, doktor, mimar, gazeteci, avukat, savcı, hâkim, kaymakam olmak istiyorlar.
Aynı sorun diğer meslek liselerinde okuyan çocuklar için de geçerli.
Türkiye’de aileler, çocuklarının bir meslek lisesinde okuyarak bir meslek sahibi olabileceklerine pek inanmıyorlar ve zaten “ara eleman, teknik adam, tekniker” gibi pozisyonları da yeterince değerli bulmuyorlar.
Beklentiler farklı
Ancak ekonominin gerçekleri ailelerin bu beklentileri ve algılarıyla uyuşmuyor.
Bütün çocukların büyüyünce mühendis olmalarına imkân olmadığı gibi ekonominin gereksinimi de bu değil.
Dolayısıyla yapılacak olan şey belli: Meslek liselerinde okuyan öğrenciler, okudukları alandaki mesleğin gereklerini hakkıyla yerine getirebilecek donanıma sahip olmalılar.
Ve bu öğrencilerin mezuniyet sonrasındaki istihdamlarını garanti altına alacak yasal düzenlemeler de gerekiyor.
Prof. Dr. Türkan Saylan, dünkü Radikal’de bunun yollarının neler olabileceğinin altını çiziyordu: Diplomasız teknik eleman çalıştırmanın yasaklanması, meslek liseleri mezunlarına askerlikte özel statüler sağlanabilmesi, meslek liseleri müfredatına bir yabancı dili iyi öğrenmelerini sağlayabilecek programların konması gibi…
Reform şart
Meslek liselerinin toplumdaki prestijini artıracak, meslek liseleri mezunları ile ilgili algılamayı değiştirecek ve meslek lisesi mezunlarının okudukları dalda yükseköğrenim görme yollarını da açık bırakacak düzenlemeler bunlar.
Bu nedenle meslek liselerindeki eğitim programlarının yeniden ele alınması, ekonominin ihtiyaçlarını da dikkate alan bir reform yapılması gerekiyor.
Ancak yine de unutmamak gerekiyor ki meslek liselerinin sorununu çözmek, imam hatip liselerinin sorununu da çözebilmek anlamına gelmiyor. Çünkü bu okullar, en başta o okullarda okuyan öğrenciler ve velilerce bir meslek lisesi olarak görülmüyor.
Büyük ölçüde vazgeçilmeli..
İmam hatip liselerine çocuklarını gönderen veliler, bu okulları normal lise eğitimine “dini bir alternatif” olarak gördükleri için çocuklarını oraya yolluyorlar ve çocuklarının normal lise mezunlarıyla eşit haklara sahip olmalarını talep etmelerinde de bu nedenle yadırganacak bir durum yok.
Bu durumda yapılması gereken, imam hatip liselerinden tamamen değilse bile büyük ölçüde vazgeçmek olmalı.
Tamamen vazgeçilemez, çünkü ülkemizdeki din adamı açığı hâlâ kapatılabilmiş değil ve din adamlarının tümünün ilahiyat fakülteleri mezunları arasından seçilmesi düşüncesi de gerçekçi değil..