Bugün Milliyet’in kuruluşunun 52. yıldönümü.. Yazarken ne kadar kolay geliyor insana.. 52.. Elli iki..
3 Mayıs 1950 tarihinde, bir çarşamba günü, bugün Türkiye nüfusunu oluşturanların yüzde 89’u daha doğmamıştı. Ben de dahil olmak üzere..
Çok büyük çoğunluğumuz için Milliyet’siz bir Türkiye hiç olmadı.
Ali Naci Karacan, Milliyet gazetesini kurduğu tarihte Türkiye önemli bir dönüşümün de eşiğindeydi.
Milliyet’in bayi ve tütüncü tezgâhlarında boy göstermesinden 11 gün sonra Türkiye serbest seçimlerle gerçekleşen ilk iktidar değişikliğine tanık oldu. Demokrat Parti, CHP’yi seçimlerde büyük bir yenilgiye uğratarak iktidara geldi.
O günden beri de Türkiye, ne zaman önemli bir dönüşüm geçirse, önemli bir olaya sahne olsa bunun detaylarını Milliyet’ten izleme alışkanlığına sahip oldu..
Güveninizi hak etmek…
Milliyet’te yıllar içinde görev yapan tüm gazeteciler ve sahipleri bunun nasıl bir sorumluluk olduğunu iyi biliyorlardı.
Bugün elimin basit bir hareketiyle yazıverdiğim “52 yıl” böyle geçti.. Okuyucunun güvenini kazanmak için her türlü zorluğa göğüs gerildi, bu güvene layık olmak için geceler, gündüzlere katıldı.
Milliyet, kurucusunun 1 Ekim 1954 yılında tarif ettiği gibi bir “Halk Gazetesi” oldu ve o günden beri de bundan hiç vazgeçmedi..
Milliyet’in yayımlandığı Bağcılar’daki binamızın üzerine iki gün önce büyük bir afiş astık. Gün doğumunda çekilmiş bir büyük fotoğrafın üzerinde şöyle yazılı: “Tek amacımız var: Bize olan güveninizi her sabah yeniden hak etmek..”
Bu, bugün Milliyet’te çalışan, her kademede görev yapan, genç yaşlı hepimizin ortak andıdır.
Milliyet 52 yıldır oluşturduğu “basında güven” yargısını hak eden ve bunu gururla taşıyan bir gazetedir.
Bir buçuk yıl önce Milliyet’in Genel Yayın Yönetmenliği’ni devraldığım gün gazetemizin sahibi Aydın Doğan’ın benden istediği tek şey de buydu: “Halk, Milliyet’e güvenir. Bu güvene layık olun. ‘Milliyet yazdıysa doğrudur’ inancını sarsmayın. Sizden beklediğim tek görev budur..”
Milliyet 52 yıldır iktidarlara dalkavukluk etmeyen, muhalefete hoş görünmek için iktidara, iktidara hoş görünmek için muhalefete küfür etmeyen bir gazetedir.
Biz Milliyet’te çalışan gazeteciler görevimizin topluma bir ayna tutmak olduğunu düşünürüz: Gerçek neyse onu aksettiren bir ayna.. Bu aynadan yansıyan görüntüler çoğu zaman hoşumuza gitmese bile orada durup aynayı tutmaya devam ederiz.. Biliriz ki bir gazeteyi, halk ile birbirine bağlayan güç budur: Gerçekleri, sadece gerçekleri yazmasıdır.
Daha nice 52 yıllara..
Bizlerden önce Milliyet’te her kademede görev yapmış tüm gazetecilere 52 yıldır bu bayrağı dik tutmayı başardıkları için şükran borçluyuz.
Milliyet’i gelecek elli yıla taşıyacak kadrolar da hiç kuşku yok bugün bu kurumsal kültür ortamında yetişen genç arkadaşlarımızın içinden çıkacak. Gazeteciliği her türlü çıkarın ve küçük hesabın üzerinde gören genç arkadaşlarımızın içinden..
Milliyet bugün Milliyet olduysa bunda okuyucusunun oynadığı rolü de unutmamak gerek.. En ufak bir hatada bile Milliyet değerlerini korumak için harekete geçen, bizlere mektup, telefon ve e – posta ile ulaşan Milliyet’in gerçek sahiplerine de bu 52 yıl için şükran borçluyuz..
