Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi, benim siyasetteki arzumdur” dedi.
Benzer arzuları daha önce Turgut Özal ve Süleyman Demirel’in ağzından da duymuştuk.
Belli ki Türkiye’de yönetim sorumluluğunu üstlenenler, parlamenter sistemin işleyişinin, istediklerini rahatça yapabilmelerine izin vermediği düşüncesine kapılabiliyorlar.
Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığının üzerinden çok fazla zaman geçmedi.
Ama o da “sistem”den şikâyete başladığına göre, bir süre bununla yatıp bununla kalkacağız gibi görünüyor.
Bir asırdan fazla..
Başkanlık sisteminin bizim liderlerimize bu kadar cazip görünüyor olmasının ardında sanıyorum Amerika Birleşik Devletleri’ndeki başarılı uygulama var.
Ama küçük bir ayrıntı da ihmal ediliyor gibime geliyor: Orada bu sistem bir asırdan fazla bir süredir uygulanıyor!
Başbakan, başkanlık sistemini arzuladığını söylerken bir konunun altını özellikle çiziyor: Yasama ile yürütme arasındaki müdahalelerin ortadan kalktığı bir sistem Türkiye’nin önünü açacaktır.
Buradan şu sonucu mu çıkarmalıyız? Türkiye’de parlamento, yürütmenin yapmak istediklerinin gecikmesine yol açıyor, yürütme istediği gibi rahat çalışamıyor, o zaman Başkanlık sistemini getirelim, hükümetler istediklerini yapabilsinler!
İki elin parmağı yeter
Aslına bakarsanız bu gerekçe, parlamenter sistemin ülkemizdeki uygulamalarına baktığımızda pek de inandırıcı gelmiyor bana.
Bugüne kadar parlamentoda çoğunluğa sahip olup da istediğini yapamayan herhangi bir hükümet oldu mu?
Bir adım daha ileri gidip soralım: Bugüne kadar Türkiye’de iktidara gelen herhangi bir parti lideri, TBMM’deki kendi partisine üye milletvekillerine istediğini kaç kez yaptıramadı?
Oturup saymadım ama bütün çok partili siyasal yaşamımız boyunca bunun örneklerini saymak için iki elimizin parmakları yetecektir.
Bizdeki sorunun da esasen bundan kaynaklandığını düşünüyorum. Yani sorun, parti lideri ve Başbakan olan kişilerin, istediklerini yapamamaları değil, her istediklerini tartışmaksızın yapacak milletvekili çoğunluğunun TBMM’de her zaman hazır bulunmasıdır.
Daha açık bir ifadeyle sorun parlamenter sistemde değil, parlamenter sistemin doğru dürüst işleyemiyor olmasındadır.
Daha açık olmalı
Bugüne kadar parlamenter sistem içinde kalkınmasını ve refaha ulaşmayı başarmış bir sürü Avrupa ülkesini sayabiliriz. İtalya’dan Almanya’ya, Hollanda’dan İngiltere’ye, bütün İskandinavya’ya kadar koca bir kıta… Avrupa dışından da Kanada ve Japonya’ya kadar bir dizi örnek..
Başkanlık sistemi için iyi örnek ararsak bulabileceğimiz tek örneğin de ABD olduğunu söylemek mümkün.. Bir de Fransa’nın “yarı başkanlık” sistemi..
Gerisi bir sürü az gelişmiş demokrasi ve tek adam yönetiminde diktatörce idare edilen üçüncü dünya ülkeleri..
Başbakan’ın böyle “gizli” diktatöryal özlemler içinde olduğunu hiç zannetmiyorum.
Başbakan, parlamenter sistemin neden Türkiye’nin ilerlemesinin önünde engel oluşturduğunu daha açıklıkla anlatmalı diye düşünüyorum.