Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Acılı anneler ülkesi

 Elizabeth Stone “Çocuk doğurmaya karar vermek, çok ciddi bir iştir. Bu kalbinizin ebediyen bedeninizin dışında da atacağına karar vermektir” diyor.

Dün bu sözün ne kadar doğru olduğu bir kez daha kanıtlandı.

İstanbul’da bir anne ‘bedeni dışında atan kalbi’ durunca, hiç düşünmeden kendisini Boğaz Köprüsü’nden boşluğa bırakıverdi.

‘Bedeni dışında atan kalp durunca’ bedenindekinin çalışmaya devam etmesinin bir anlamı kalmamıştı.

Olayın ayrıntılarını bugünkü Radikal’de okuyacaksınız.

Perihan Mağden geçenlerde bir arkadaşıyla yaptığı konuşmayı aktarmıştı. Çocuklarına bir şey olursa, kendi hayatlarına nasıl son vereceklerine ilişkin planlar yaptıklarından söz ediyordu.

Benzeri konuşmaları ablamla ben de çok yaptık.

Ama bunun yalnızca tek çocuklu insanlar için geçerli olduğunu sanırdım.

Şefika Hanım’ın acıklı öyküsü, bir çocuğun acısının diğer çocukların sevgisiyle bile kolay kolay unutulmayacağını ortaya koydu.

Bir çocuğun kaybının, bir anneyi nasıl zor bir karar vermeye yöneltebileceğini gösterdi.

Şefika Hanım, çocuğunu kaybettiği zaman içinde bir şeylerin öleceğini, hayatının bir anlamı kalmayacağını biliyordu. Onun için, içi boş bir beden olarak yaşamaya devam etmek yerine, oğlunun arkasından ölüme atladı.

Bugün ülkemizin dört bir yanında binlerce acılı anne var.

0 annelerin acılarını paylaşmak, hayatlarını biraz daha katlanılır hale getirebilmek için elimizden gelen her şeyi yapmak yerine, onları bile ikiye bölmeyi başardık.

‘Cumartesi anneleri’ne karşı bir de ‘cuma anne’leri icat ettik.

Onların acılarını kendi politik çıkarlarımız, hırslarımız için kullanma yüzsüzlüğünü göstermekten çekinmedik.

Onların ortak paydalarının ‘çocuklarını kaybetmiş anneler olmak’ olduğunu göremedik.

Bir çocuğun kaybının bir anne için neler ifade edebileceğini anlayamadık.

Lady Montagu, ‘Bir çocuğun anne için ne ifade ettiğini anlayabilmek için anne olmak gerekir’ diyor.

Bence yanlış söylüyor. Bunun için anne olmaya gerek yok. İnsan olmak yeter.