RADİKAL

Çocuklarınız bir silah değildir

 Anneleri evi terk ettiği için babaları tarafından öldürülen 10 yaşındaki Burcu ile 8 yaşındaki Serkan’ın fotoğraflarını dün gazetelerde görmüş olmalısınız.

Mavi okul önlükleri içinde, buruk bir tebessümle çektirdikleri fotoğrafları gözümün önünden gitmiyor.
Burnuma enselerinden hâlâ yükseldiğine emin olduğum süt kokusu geliyor sanki. İçim eziliyor, artık karşı konulamayacak kaderlerine isyan ediyorum.

Önceki gün yine gazetelerde bir başka haber daha vardı. Beşiktaşlı futbolcu Oktay Dereli’nin aleyhine açılan bir dava ile ilgiliydi haber.

Hatırlayacaksınız Dereli’nin eşi bir süre önce bilinmeyen bir nedenle intihar etmişti, geride yeni doğmuş bir çocuk bırakarak.

Dava çocuğun anneannesi ve dedesi tarafından açılmıştı. Dereli’nin torunlarını kendilerine göstermediğinden şikâyetçiydiler ve hâkimden torunlarını görmek için izin vermesini istiyorlardı.

Belli ki Dereli, eşinin intiharından ailesini sorumlu tutuyor ve torunlarını görmelerini engelleyerek onlardan intikam aldığını düşünüyordu.

Benzeri davranışı çevremizde sıklıkla görebiliyoruz. Birçok parçalanmış ailede çocuklar, eşlerin birbirlerine olan nefretini seslendirmek için kullanılan bir silaha dönüşüyor. Hiç kuşkusuz büyük çoğunluk Adanalı Burcu ve Serkan kadar ağır ödemiyor bunun bedelini. Ama yapılan işin küçük ruhlarda açtığı derin yaraların, en az Burcu ve Serkan’ı ölüme götüren yaralar kadar ağır ve incitici olduğunu söylüyor çocuk psikologları.

Günümüzde anlaşmazlığa düşen çiftlerin boşanmasından daha doğal bir şey yok aslında. Türk toplumu da geliştikçe, kentli ilişkiler kök saldıkça, çekirdek ailenin geçim derdiyle olsun, başka insani zaaflarla olsun parçalanmasına daha sık rastlayacağız.

Bu tür ailelerde boşanmanın bedelini genellikle çocuklar ödüyor.

Oysa bundan sakınmak, çocukları boşanmanın yıpratıcı ve kişilik gelişimlerini etkileyici tesirlerinden korumak mümkün.

Bunun yolu çocukların karşı tarafı cezalandırmakta bir araç olarak görülmemesinden geçiyor.

Boşanmış ailelerde taraflardan birinde kalan çocukların en önemli problemleri evi terk eden anne ya da babanın yerin tutacak rol modelleri bulmak. Amcalar, dayılar, teyzeler, halalar ve hatta dede ve büyükanneler bu boşluğu ailenin içinde giderebilecek olan insanlar. Bu çevre ne kadar genişse, çocukla ilgilenen insanların sayısı ne kadar fazlaysa o kadar iyi.

Büyükler kendi aralarında anlaşmazlığa düştüler diye çocuklar da evi terk eden taraftan yakın akrabalarına küsmek zorunda değiller. Tam aksine küçücük ruhlarının bu zorluğu aşabilmek için onların yakın desteğine ihtiyacı var.

Lafa gelince biz toplum olarak çocuklarımızı çok seviyoruz. Ama onlar için hele boşanma gibi özel durumlarda daha çok titizlenmemiz gerektiğinin farkında değiliz.

Onları artık ayrıldığımız eşlerimizden intikam alacağımız bir silah olarak görmekten vazgeçmeliyiz. Böyle yapanlar ayrıldıkları eşlerini değil, aslında kendi canlarını, çocuklarını cezalandırıyorlar, bunu hiç unutmamalıyız.