Refah Partisi’nin iktidar döneminde sık sık aynı şeyi söyledik: Gün gelir demokrasi size de lazım olur.
Recep Tayyip Erdoğan’ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan uzaklaştıracak ve siyasi hayatını sona erdirecek mahkeme kararının onaylanması, bu sözün ne kadar doğru olduğunu acı bir şekilde ortaya koydu.
Recep Tayyip Erdoğan’ın temsil ettiği siyasi görüşle hiçbir zaman bir yakınlığım olmadı.
Tam tersine kapatılan Refah Partisi’nin izlediği politikanın ve seslendirdiği düşüncelerin Türkiye’nin geleceği için çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum.
Toplumsal yaşamı dini esaslara oturtmayı hedefleyen şeriatçı düşüncenin, gerek muhalefetteyken gerekse iktidardayken kullandığı söylemin ayrılıkları körükleyici, düşmanlıkları artırıcı ve bölücü olduğuna inanıyorum.
Ama bu inancım, bu düşüncelerin seslendirilmesinin engellenmesi düşüncesine katılmama yol açmıyor.
Demokrasi toplumdaki bütün düşünce akımlarının özgürce kendini ifade olanağı bulması esasına dayanıyor.
Bir demokrasinin sırf bir düşünceyi seslendirdiği için bir insanı mahkûm etmemesi gerektiğine inanıyorum.
Bir düşünce kime ait olursa olsun, hangi amaca hizmet ederse etsin barışçı bir şekilde propaganda ediliyorsa, topluma zorla kabul ettirilmeye çalışılmıyorsa özgürce ifade edilebilmelidir.
Demokrasileri totaliter rejimlerden ayıran en önemli unsur budur.
Yargıçlar ve savcılar ellerindeki kanunlara göre hareket ederler.
Bu nedenle Erdoğan’ı mahkûm eden ve başka düşünce sahiplerini hapse gönderen kararları verdikleri için yargıçları eleştirmeye hakkımız yok.
Eleştirmemiz gerekenler düşüncenin ifade edilmesini suç olmaktan çıkaran yasaları ısrarla yapmayan milletvekilleridir, siyasi partilerdir.
Kapatılan Refah Partisi’ni elinde iktidar imkânları ve Meclis çoğunluğu olduğu halde bu demokratik açılımı sağlayamadığı, sağlamak istemediği için eleştirmiştim.
Bu yüzden eski Refahlı şimdi Faziletli yöneticilerin ve milletvekillerinin Erdoğan için dökecekleri gözyaşları
kimseyi aldatmasın.
Onların istediği herkes için demokrasi değildir. Bu yönleriyle de diğer sistem partilerinden hiçbir farkları yoktur.
İktidarları döneminde demokrasi isteklerini ‘gulu gulu dansı’ diye alaya alanlar, şimdi bu yeni durum karşısında ne derlerse desinler ciddiye alınamazlar.
Erdoğan’ın mahkûmiyetini siyasi propaganda malzemesi yapmak için ellerini ovuşturanlar, iktidarları sırasında girdikleri ‘demokrasiye inanç’ sınavından sınıfta kaldıklarını hiç akıllarından çıkarmasınlar.
