CHP’li yetkililere göre, Ekrem İmamoğlu’nun bazı partililer ile internet üzerinden yaptığı toplantı “parti geleneklerine uymayan, hiyerarşiyi dikkate almayan” bir toplantıymış.
Bu görüşe katılmamak mümkün değil.
Evet, böyle bir toplantı bu partinin geleneklerine uymuyor.
Çünkü bu partinin geleneğinde parti üyelerinin, partinin yönetimi hakkında ne düşündüklerinin bir önemi olmadığını biliyoruz.
Sadece parti üyelerinin değil, partinin sadık seçmenlerinin de bu parti ile ilgili düşüncelerinin bir önemi yoktur.
Onların “tıpış tıpış giderek oy vermeleri” ve gelecek seçime kadar sessizce bir kenarda durmaları beklenir.
Partinin geleneği böyle!
“Hiyerarşi” diye bir şey var ve her ne yapacaksanız o hiyerarşi içinde kalmanız gerekiyor.
Aslında bunu hatırlatmak bile gerekmiyor olmalı ancak Genel Başkan’dan başlayarak partiyi yönetenlerin meşruiyetinin temeli, parti içi demokrasidir.
Parti içinde demokrasi olmalı, üyeler her düzeyde görüşlerini ifade edebilmeli ve parti içi görevler her üyeye açık olmalıdır ki parti disiplini denilen şey partiyi ele geçiren bir kliğin iktidarını korumanın aracı olmasın.
Partinin Genel Başkanı, kaybettiği onca seçime rağmen yönetimden gitmemekte ısrarlı.
Zaten bu da partinin geleneğinde olan bir şeydir.
Kendisinden önceki Genel Başkan da öyleydi.
Toplantıyı kaydedip, sızdıran “köstebeği” de o topluluğun arasına sokanın, partinin yönetim hiyerarşisinde yer alan birisi olduğunu öğrenirseniz de hiç şaşırmayın.
Bu partinin geleneği böyle, ne yapacaksınız!
——————————–
Aceleden değil, liyakatsizlikten
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem bölgesinde yapılan enkaz kaldırma çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu.
“İlk ihaleler alelacele yapıldığı için bazı şeyler gözden kaçmış” dedi.
Nelerin gözden kaçmış olduğunu şu sözlerinden anlıyoruz:
“İlk yapılan ihaleler alelacele yapıldığı için şartnamelerinde bazı şeyler gözden kaçmış. Mesela yerinde ayrıştırma konusu. Özellikle asbestli boruların olduğu ortamda tehlikeli durum. Şehir içinde zehir saçıyor. Tamamıyla şartnamenin değiştirilmesi, bir takım ek değişikliklerle revize yapılarak işin hızlandırılması talimatını verdik.”
Özhaseki’nin bu sözleri, Türkiye’nin nasıl yönetildiğinin kısa bir özeti aslında.
Kuşkusuz ki devremden sonra enkazın kaldırılması işi çok önem taşıyordu ve o günlerde bu işlerden anlayanların “ayrıştırma” konusuna dikkat çekmek için bir davul zurna çaldırmadıkları kalmıştı.
Kaldırılan enkazın herhangi bir ayrıştırma işlemine tabi tutulmadan dere yataklarına boşaltılmasının yaratacağı tehlikeleri anlatanların dilinde tüy bitti.
Ama bu işlerden sorumlu herhangi bir yetkili bu eleştirilere kulak asmadı.
Bunun tek nedeni olabilir: Bu işleri yürütmek için tayin edilen insanlar ehil kişiler değildir; cahillikleri, kulaklarını eleştirilere kapatmalarına yol açar.
Sorun ihalelerin alelacele yapılmasından değil, cehaletten ve eleştiriye kapalı olmaktan kaynaklanıyor.
Çünkü o en ağır günlerde bile işi bilenler bu soruna dikkat çekiyorlardı.
Onlara kulak vermek, alelacele yapılan ihaleyi bile düzgün yapabilmeye yetmeliydi.
————————–
