Tur mucizelere kaldı
Fenerbahçe, birinci devredeki Galatasaray maçından sonra sezonun en kötü oyununu dün oynadı. Bunda en önemli etken, Fenerbahçe orta sahasının topu tutmakta ve oyunu kurmakta yaşadığı zorluklardı.
Zaragoza’nın kalabalık orta saha presi karşısında Aurelio’dan da yoksun Fenerbahçe orta sahası topa sahip olamadı. Bütün toplar bu nedenle geriden ileriye doğru şişirildi. Orta sahayı uzun toplarla geçme düşüncesi, bir yandan da pek gününde olmayan Selçuk’un top kayıplarıyla birleşince Fenerbahçe doğru dürüst olgun atak yapmakta da zorlandı. Geriye bir tek duran toplar kalıyordu…
Zaten Fenerbahçe seyircisini maç boyunca ayağa kaldıran pozisyonlar da bu tip duran toplardan ve kornerlerden geldi. Serkan’ın hakemin büyük hoşgörüsüyle kırmızı kart görmeden devreyi tamamlamış olması da bir mucizeydi.
Daum’un ileride top bekleyen iki forvet oyuncusundan birini, tercihen Anelka’yı çıkarıp, orta sahaya dinamizm getirecek, örneğin Kemal’i oyuna almasını beklerdim. Böylece Fenerbahçe orta sahada top tutabilir, Nobre ve arkasındaki Alex’e pozisyon yaratabilirdi. Ancak Daum bilinen oyun planından vazgeçmeyince maçın berabere bitirilmesinin bile zor olduğu ortaya çıktı.
Nitekim ancak amatör takımların yiyebileceği bir frikik numarasıyla golü yedi ve turu da mucizelere bıraktı.
Futbolda mucize her zaman olur. Ama dün seyrettiğim iki takımı karşılaştırınca mucize beklemenin de biraz hayalcilik olduğunu düşünüyorum.