Artık kavgayı bırakıp uzlaşma zamanı
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, balkon konuşmasında seçimden önce söylediği sözlerden kırılanlardan helallik istedi.
Bununla kimleri kastettiği belli! Öncelikle muhalefet liderlerinden o sözleri unutup, beyaz bir sayfa açmalarını istiyor.
Seçimden önce birkaç kere bunu yazmıştım.
Seçim meydanlarında söylenen sözlere dikkat edilmesi gerektiğini, çünkü seçimi kim kazanırsa kazansın, önünde sonunda birbirlerinin yüzlerine bakmak ve konuşmak zorunda kalacaklarından, birbirlerinin yüzüne bakabilecek durumda olmalarını söyledim.
Siyasi liderlerimizin bu özeni göstermediğini biliyoruz. Yani sadece Başbakan değil, öteki muhalefet liderlerinin de benzer bir helallik istemeleri gerekiyor ve bunu genel anlamda bir “özür” olarak kabul edebiliriz.
Artık kavgayı bir kenara bırakmanın zamanıdır.
Demokratik bir seçim yapıldı ve sonuçlara herkes saygı duymak zorunda.
Ve çözülmesi gereken çok önemli meselelerimiz var ki bunların en önemlisini çözebilmek, çözümü hep birlikte aramaktan geçiyor.
Elbette böyle önemli bir sorunun çözümünde farklı fikirlerin olması ve herkesin aynı ortak noktada buluşmasını bekleyemeyiz.
Ama önümüzde çok iyi bir fırsat var. Bugünkü TBMM Türkiye’deki siyasi iradeyi neredeyse eksiksiz temsil edebilecek biçimde şekillendi ve bunu değerlendirmeliyiz.
TBMM çatısı altında demokratik bir uzlaşmanın olmasını sağlamak ve asgari müştereklerin olduğunu bilerek dayatmalardan vazgeçmek bütün siyasi hareketlerin temel görevi olmalıdır.
BDP’nin tarihi sorumluluğu
SEÇİME bağımsız adaylar ile giren BDP, bu seçimin ikinci galibi, buna hiç kuşku yok.
Oyları da arttı, milletvekili sayıları da arttı.
Artık TBMM’de oyların yarısını alan bir parti var. Kürt vatandaşların sorunlarını çözmeye talip olan BDP önemli bir milletvekili sayısına ulaştı. CHP ve MHP gibi iki önemli siyasi akımı temsil eden partiler de mevcut.
Şimdi “uzlaşma” zamanıdır diyoruz ama bu işte en büyük sorumluluk da BDP’ye düşüyor.
Seçimden önce Diyarbakır’da toplanan kongrede ileri sürülen fikirlerde böyle bir uzlaşma eğiliminin işaretlerini göremiyorum.
Daha çok “Biz bir karar aldık ve bu ya olacak, ya olacak” görüntüsü veriyor.
Sınırları belli olmayan bir özerklik talebi, “halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkına” atıfta bulunan ifadeler, bu sorunu çözmekten daha çok çözümsüzlüğe oynamak gibi geliyor bana.
Meseleye köktenci bir yaklaşım eğilimi var ve köktenci yaklaşımlar bu sorunun çözümüne hizmet etmez.
Öte yandan silahların da susması gerekiyor.
Sadece silahların susması değil, her olumsuzlukta meydanlara dökülüp, molotofkokteylleri ile ortalığı yangın yerine çevirmekten de vazgeçmek gerekiyor.
Bu sorunun çözümü sihirli bir değnekle olmayacak ve bir günde gerçekleşmeyecek. Bu uzun sürecek bir siyasi çabayı gerektiriyor ve her seferinde en başa dönmemenin yolu barışçı girişimlerden vazgeçmemektir.
Bu süreçte BDP’li politikacıların attıkları her adımı, söyleyecekleri her sözü iki kere düşünmeleri gerekiyor.
Tribünlere oynamak ile üzerlerine düşen tarihi sorumluluğun gereklerini yerine getirmek arasında bir tercih yapmak durumundalar.
Dilerim, geçtiğimiz dönem sergiledikleri davranışların yol açtığı sorunlardan kendilerine yeterli ders çıkarmış olsunlar.
Genç Boşnaklar kapınızı çalabilir
BOSNA Hersek’teki kanlı “etnik temizlik” 1991 ile 1995 yılları arasında bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşti.
Bosna’da işlenen insanlık suçunun en önemli kahramanlarından biri olan Ratko Mladiç en sonunda yakalandı ve şimdi uluslararası mahkemede hesap vermek için hücresinde bekliyor.
Bosna’daki insanlık suçunun sembolü Srebrenitsa’da 8 bin 372 sivil Boşnak topluca öldürüldü.
Ve bu katliam, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün gözü önünde gerçekleşti. Srebrenitsa’da on yaşından büyük bütün erkekler öldürüldü, öldürülenler arasında kadınlar ve daha küçük yaşta çocuklar da vardı.
Bu yıl 11 Temmuz’da, Srebrenitsa kurbanları ölümlerinin 16. yılında anılacaklar.
Genç Boşnaklar Derneği, bu yıl Srebrenitsa kurbanlarını anmak ve bu katliamı seyreden dünyanın utancını yüzüne vurmak için bir etkinlik planladı.
Srebrenitsa’da katledilen 8372 kişiyi temsil eden 8372 çift ayakkabı Türkiye’de toplanacak ve Birleşmiş Milletler’in İngilizce kısaltması olan UN şeklinde bir heykele dönüştürülerek Taksim’de sergilenecek.
Srebrenitsa ve Bosna Hersek’te yaşananlar ile ilgili bilgilendirme toplantıları yapılacak, yürüyüşler düzenlenecek.
Bugünlerde kapınız Genç Boşnaklar tarafından, bu etkinliğe katkı için çalınabilir. Onlara destek olmak ve benzeri acıların bir daha yaşanmaması için bir şeyler yapmak isteyenlerin bilgisi olsun istedim.