Ne yazık ki hep balkondan konuşmuyor!
HER seçimden sonra bir kim kazandı, kim kaybetti değerlendirmesi yapmak âdettendir.
Bu seçim için de elbette bunu yapacağız. Kuşkusuz ki bu seçimin bir tek galibi var: AKP ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan!
Geri kalanların söyledikleri masaldan ibarettir. Herkes seçime iktidar olmak için girer ve iktidar olmayı başaramadıysanız, seçimi kaybetmişsiniz demektir.
Artık hiç kuşku yok ki gelecek 14 yıl, Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan ile geçecek. Anayasa’yı değiştiremese bile halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olmaya en yakın isim o ve Türk halkının kendisine gösterdiği sevgiye bakacak olursak bunu iki dönem seçilerek sürdürebilme olanağına da sahip.
Öte yandan AKP’nin 330 oyun altında kalmasına bakarak, artık yeni anayasanın “uzlaşma” ile yapılacağına inananlardan da değilim.Türk siyaset geleneğinde transfer diye bir şey var ve bugün her şeyi bırakıp AKP saflarına geçmek isteyecek CHP’de de, MHP’de de çok sayıda milletvekili bulunabilecektir.
Yani Başkanlık sistemi getirecek Anayasa değişikliği bir hayal değil, uzlaşmayı değil, sadece transferi gerektiriyor.
Elbette AKP’nin bu yola yönelip yönelmeyeceğini söylemek için falcı olmak gerek.
Ancak Başbakan’ın gönlünde yatan aslanın ne olduğunu biliyoruz ve bazen insan gönlündekini gerçekleştirmek için daha önce aklına gelmeyen şeyleri yapma hakkını da kendisinde görebilir.
“Halkımızın seçimde verdiği mesaj Anayasa için uzlaşın” diye konuşan yorumculara bakmayın. Halkımız böyle bir mesaj vermedi, verdikleri tek mesaj AKP’nin ülkeyi yönetmeye devam etmesidir.
Zaten iktidar partisinin “uzlaşma kültürü” ile başının hoş olmadığını, dediğim dedik tavrına daha yatkın olduğunu da geçmiş sekiz yıllık iktidarı döneminden biliyoruz.
Dünkü Taraf gazetesi, en güzel başlığı atan gazeteydi. Şöyle diyordu: “Hep balkondan konuşsa!”
Başbakan balkondan konuşurken ağzından bal damlıyor ama oradan aşağı inince söylediklerini unutuyor, bunu da geçmişten biliyoruz.
Onun için hesaplarını “büyük uzlaşmaya” göre yapanlar yanılıyor olabilirler. Ben söylemiş olayım. Huylu huyundan kolayca vazgeçemiyor, atalarımız da böyle söylemiş!
Bunu söylemek Baykal’a düşmez
CHP’nin eski genel başkanı Deniz Baykal sonuçtan rahatsız olmuş. “Bu oy oranı CHP açısından başarısızlık olarak değerlendirilecek bir sonuç oldu” diyor.
Evet, haklıdır, CHP bu seçimde başarılı olamadı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Hem oyumuz arttı, hem milletvekili sayımız arttı, başarılıyız” açıklamasını tebessümle izlediğimi söyleyeyim. Baykal, öncelikle Antalya’da kaybetti. Kendi seçim çevresinde partisini birinci sıraya taşıyamayan bir siyasetçinin, genel başarı ile ilgili konuşmaya hakkı pek olmaz gibi geliyor bana.
CHP, Deniz Baykal’ın önderliğinde 1995 yılında yüzde 10.71 oy aldı. 1999 seçiminde yüzde 8.71 ile barajın altındaydı. 2002 seçimindeki oyu 19.41. 2007 seçiminde ise yüzde 20.88 oy aldı.
Bu seçimlerden sonra Baykal’ın nasıl başarılı olduklarını anlattığı konuşmaları siyasi mizah literatüründe yer alacak nitelikteydi.
Ve şimdi aynı siyasetçi yüzde 26’ya yakın oyu, kendisinin hiç alamadığı bir oyu başarısızlık olarak değerlendiriyor.
Evet, bence de başarısızlıktır ama bunu söyleyecek en son kişi de herhalde Deniz Baykal olmalıdır.