Polis başarılı değildi
Cumhurbaşkanı’nın üç kişinin hayatını kaybettiği bir operasyondan sonra polisi kutlamasını yadırgadığımı söylemeliyim.
Başarılı operasyon herşeyden önce rehinenin sağ olarak kurtarılması ile mümkün olabilirdi, bu başarılamadı.
Bu başarılamadığı için de şimdi polis üzerine bin tane spekülasyon duyacağız, komplo teorileri dinleyeceğiz.
Ve bizim gibi ülkelerde, böyle şeylere inanacak insan bulmak hiç de zor değil, komplo teorilerine meraklıyız çünkü.
Operasyondan sonra yetkililerden şöyle bir açıklama beklerdim:
* Bu operasyonda taktik ve stratejik hataların yapılıp yapılmadığı ile ilgili bir soruşturma da başlatıldı.
* Otopsiden sonra da savcımızın hangi silahtan atılan kurşunla hayatını kaybettiğini öğreneceğiz.
* Çok yönlü bir soruşturma yürüteceğiz ki bundan sonra böyle rehine operasyonlarında benzer kayıplar yaşamayalım.
Bunu beklerdim, çünkü medeni memleketlerde böyle yapılıyor.
Her kötü olaydan bir ders çıkarılıyor ki o dersler günün birinde lazım olduğunda başka hayatları kurtarmaya olanak versin.
Şehit savcı Mehmet Selim Kiraz’a rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.
———————————–
Hükümet neredeydi?
Türkiye ekonomisi geçen yıl yüzde 2.9 büyüdü. Türkiye’nin kendi haline bırakıldığını, hükümetin ekonomiyi büyütmek için neredeyse hiçbir şey yapmadığını gösteren bir rakam bu.
Yandaş medya, tabii hemen sorumluları sıralamış:
Ortadoğu, AB’de durgunluk, yüksek faiz, dolar kuru, paralel yapı, faiz lobisi vs.
Sanki bütün dünya el ele vermiş de Türkiye’nin büyümesi engellenmiş gibi bir tablo!
Peki o sırada hükümet ne yapıyormuş?
Cevabı yok tabii, çünkü yanıt “hiç”!
AKP’nin ilk iktidar olduğu 58. Ve 59. Hükümetler döneminde büyüme hızı yüzde 6,9 olmuştu.
Söz konusu dönemde Kemal Derviş döneminde yapılan reformların etkili olduğunu, hükümetlerin de Derviş politikalarını devam ettirdiğini biliyoruz.
AKP’nin ikinci dönemi olan 60. hükümet yönetiminde ortalama büyüme hızı yüzde 3,3’e geriledi. Üçüncü dönemi olan 61. Hükümet yönetiminin ilk iki yılında ortalama büyüme hızı yüzde 3,1’e geriledi.
Bunun bir tek nedeni var, AKP büyümeyi kalıcı kılacak, tamamlayıcı reformları yapmadı, hatta Derviş döneminde yapılan reformlardan da geri adımlar attı.
Yandaş medya tarafından pompalanan “büyüme efsanesinin” nasıl bir palavra olduğu da böylece artık saklanamaz hale geliyor.
Unutmayalım ki bize benzer ekonomiler, AKP iktidarı döneminde (2003 – 2013) ortalama yüzde 6,4 büyürken, Türkiye yüzde 4,9 büyüyebildi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın anlatmaktan dilinde tüy bitti ama büyümeyi kalıcı hale getirecek reformlar yapılmadı.
Evrensel hukuk ilkeleri çiğnendi, ekonominin bağımsız kurulları ortadan kaldırılıp, emir eri haline getirildi, Türkiye yatırım yapılmaktan kaçınılan bir ülke haline getirildi.
Şimdi de kalkmışlar, bunun suçunu hayali düşmanlara atıyorlar.
—————————–
Türkiye’de futbol gelişmez
Dün gazetelerin spor sayfalarındaki en ilginç haber şuydu:
Başakşehir U21 takımının forveti Cerem Talha Dinçer, İspanya birinci liginin takımlarından Villareal’e transfer olmuş!
Açıklamayı yapan Başakşehir kulubü.
1996 doğumlu bu oyuncu, 2009 yılından beri Başakşehir altyapısındaymış.
19 yaş altı takımında oynarken bir sezonda 15 gol atmış. 19 yaşına gelince bu sezon 21 yaş altı takımına alınmış, orada da şu ana kadar 10 gol atmış.
Ne Başakşehir’in teknik direktörü, ne de birinci lig kulüplerimizin teknik adamları ve yöneticileri farkına varabilmişler.
Ama taa İspanya’dan Villareal oyuncuyu transfer etmiş.
Türkiye’nin en gözde teknik direktörlerinden Ersun Yanal’ın beğenmeyip oynatmadığı Salih Uçan’ın Roma’ya transfer olması gibi!
Bu haber sıradan bir transfer haberinin ötesinde.
Türkiye’de futbolun neden bir türlü gelişemediğini, neden genç oyuncuların farkedilmeden ve fırsat bulamadan yok olup gittiklerini anlatıyor aslında.
Çünkü Türkiye’de teknik direktörler de yöneticiler de günü kurtarmak peşindeler, alt yapıların geliştirilmesi, genç oyunculara şans tanınması umurlarında bile değil.
Bu nedenle de Türkiye’de futbolun gelişmesi, olsa olsa bir ham hayal olarak kalabilir.
Federasyon, Türkiye’de futbolun gelişmesi için yabancı oyuncu sınırlamasını kaldırdı.
Ama takımların ilk onbirlerinde alt yapıdan yetişmiş bir – iki oyuncu bulundurma zorunluluğunu getirmek de aklına bile gelmedi.
Yakında milli takımda oynatmak için gurbetçi çocuklarından başkası kalmayacak, farkında bile değiller.
————————————