HÜRRİYET

Suçlanan yine kadın oldu!

OYUNCU Sanem Çelik ile yönetmen Kudret Sabancı’nın öpüşürlerken yakalanmaları olayında deyim yerindeyse “kabak Sanem Çelik’in başında patladı”.

Gazetelerde yer alan yorumlar daha çok Sanem Çelik ile dizide oynadığı Aliye karakterinin karıştırılmamasını öneriyor.

Önceki akşamki televizyon haberlerinde de birçok kadın sanatçı ile yapılan konuşmaları izledim. Genel eğilim yönetmenin evli olması nedeniyle daha çok Sanem Çelik’i suçluyor.

Bazı kadın sanatçılar Sanem Çelik’e evli bir erkekle birlikte olduğu için ateş püskürüyor. “Aliye”nin, “Kara Melek” olduğu günlere atıfta bulunuluyor.

Adını hatırlamakta zorlandığım bir kadın sanatçı, yönetmenin eşinde de kabahat olabileceğine dikkat çekti. “Kadın olsaydı da eşini elinde tutsaydı” gibi bir yorum!

Görüldüğü gibi öyle ya da böyle, suçlanan yine kadınlar oluyor.

Kadınların toplumsal yaşam içinde erkeklerle eşit haklara sahip bireyler olarak değerlendirilmesinde hálá büyük güçlükler var.

Evlilik aynı zamanda bir tür “sadakat sözleşmesi”. Ve bu olaydaki taraflardan kadın olan değil, erkek olan bir başka kadınla evlenerek böyle bir söz vermiş.

Verdiği sözü tutmayarak, eşine ihanet eden bir erkek kahramanı var olayın.

Ama dikkat ediyorum en okumuş yazmışlarımız bile daha çok ilişkinin kadın tarafını suçlama eğiliminde: “Aliye bunu yapmamalıydın”!

Belli ki “erkektir yapar” şeklinde özetlenebilecek bir bakış açısı genlerimize kazınmış, ruhumuza işlemiş.

Sanem Çelik-Kudret Sabancı olayında benim en çok dikkatimi çeken şey, toplumumuza hákim olan bakış açısındaki bu çarpıklık oldu.

Hürriyet, neden Hürriyet’tir

BAZI gazetelerde “Sanem Çelik-Kudret Sabancı Olayı”nın kasıtlı olarak abartıldığına ilişkin yorumlar okudum. “İnsanların özel hayatlarını kim merak ediyor ki” gibi bir bakış da var.

Bunun üzerine merak ettim ve Hürriyet internet sitesinin yöneticilerinden bu haberlerle ilgili sonuçları aldım.

6 Mart günü en çok okunan altı haberden beşi bu konuyla ilgili. “Ağlayarak dönen eş” haberi tam 286 bin 312 kez okunmuş. Konuyla ilgili öteki haberler de 120 bin ile 140 bin kez görüntülenmiş.

7 Mart günü tablo değişmiyor. “Esra da aynı kaderi yaşadı” haberi 165 bin 232 kez okunma ile günün lideri. Bu konuyla ilgili ikinci haber de 103 bin 256 kez okunmuş.

Yani “Bu haberlere ne gerek var” diyenlere yanıt bu: Halk bunları daha çok okuyor!

Öte yandan aynı gün gazetenin baskılı kopyasında manşet olan Orgeneral Yaşar Büyükanıt haberi ise 75 bin kez okunmuş.

Gazetenin yöneticileri sonucun böyle olacağını bildikleri halde gazetenin manşetine daha az okunacak bir haberi dokuz sütun koymakta sakınca görmemişler.

Hürriyet’i büyük ve diğerlerinden farklı kılan özelliği de zaten budur.

Hürriyet, halkın merak ettiği konuları sayfalarına taşıma konusunda kompleksleri ile hareket etmez çünkü.

Öte yandan “çok okunuyor” diye gazeteyi sadece bu tür haberlerle de doldurmaz.

Ülkenin ağırlıklı gündem konularını ayrıntılı olarak işler, tavır almaya çekinmez, okuyucunun çoğunun ilgisini çekmeyen çok ağır konuları bile manşetine taşımakta tereddüt etmez.

Bir halk gazetesinin olması gerektiği gibi ilginç olayları sayfalarına taşır, ancak ülkenin karar verenleri için de aynı zamanda bir “referans” gazetesi olduğunun bilincindedir.

Reklam sloganımızda olduğu gibi yani: Hürriyet, Hürriyet’tir!

Ele verir talkını!

AKP, muhalefette olduğu 21 Ocak 2002 tarihinde, zamanın İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen hakkında bir gensoru önergesi vereceğini basına açıklamış.

Gerekçe Yücelen’in, “Kılıç Balığı Operasyonu hazırlık dosyasını hiç yetkisi olmadığı halde ele geçirip, kamuoyuna açıklaması” olarak belirtilmiş.

“Hazırlık soruşturmasının gizliliği ve güçler ayrılığı ilkesinin ihlali” ileri sürülmüş.

Cumartesi günkü Akşam Gazetesi’nde, Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile yapılmış bir söyleşi yayımlandı.

Gazetedeki fotoğrafta Bakan Çiçek, gazetenin Ankara Temsilcisi’ne ve Genel Yayın Koordinatörü’ne bir evrak gösterirken görülüyor.

Evrakın da bir fotoğrafı yayımlanmış. Bu evrak “Sauna Çetesi”nin bazı siyasetçiler için hazırladığı bilinen “bilgi fişlerinden” Cemil Çiçek ile ilgili olanı.

Merak ettim, Bakan soruşturma dosyasında olması gereken bilgi fişini nasıl ofisine kadar götürüp, gazetecilere de gösterebiliyor?

“Hazırlık soruşturmasının gizliliği ilkesi” Bakan’ın üye olduğu partiye göre değişiyor mu?

AKP yöneticileri bunun için de bir gensoru önergesi verseler de biz de öğrensek!