DIŞİŞLERİ Bakanı Ali Babacan’ın, Avrupa Parlamentosu’nda “Türkiye’de Müslüman çoğunluk da dini özgürlükler ile ilgili sorunlar yaşıyor” sözleri, AKP’nin dış politikayı, iç siyaset için kullanma alışkanlığından başka bir şey değil.
Hatırlayacaksınız, Abdullah Gül de, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde, üniversitelerdeki türban yasağına değinmedi diye AB İlerleme Raporu’nu eleştirmişti.
Yani Babacan aslında ustasından ne öğrendiyse onu yapıyor.
Böyle davranıyorlar, çünkü esas ilgi alanları Türkiye’yi yönetmek değil, kafalarındaki gizli hedefi uygulamaya koyabilmek.
Amaca ulaşmak için her türlü davranışın meşru görüldüğü bir anlayış. Bu arada birkaç “küçük yalan” söylenmiş, onlar için fark etmiyor.
Öte yandan Türkiye’de, iktidar partisinin kafasındaki “Müslüman” imajı ile örtüşmeyen Müslümanların baskı altında olduğu da bir gerçek.
Namazını herkesin önünde gösteriş için kılmayan bir memursanız, devlette ilerleme olanağınız yok.
Kafanızı iktidar partisi ileri gelenlerinin eşleri gibi örtmüyorsanız, sizin sorunlarınız onları hiç ilgilendirmiyor.
Müslüman Alevi iseniz zaten yok sayılıyorsunuz.
Eğer onların kılıklarında dolaşmıyorsanız, tarikatların ele geçirdiği camilere girip, namaz da kılamazsınız.
Dini inancını kendi içinde yaşamak isteyen Müslüman çoğunluğa, dinin belli bir yorumunun dayatılma çabası da bunların tuzu biberi.
Baskı altındaki Müslümanlar!
“UMREDEN dönen Müslümanlar”, İstanbul-Ankara seferini yapacak uçaktaki yerlerini beğenmeyince, “umreden dönmeyen Müslümanlar” uçakta bir saat beklediler.
Cidde’den gelen kafilenin, uçaktaki yerlerini beğenmeme gerekçeleri ilginç: Tanımadığımız yolcularla karışık oturmak istemiyoruz!
Bu istek THY görevlileri tarafından da “makul” bulunmuş ve bir sonraki uçağa binmeyi kabul eden umre kafilesinin bagajlarının indirilebilmesi için uçak 1 saat rötar yapmış.
THY’nin uçağa binmiş yolcuların yerlerini beğenmeyerek inmek istemelerine karşı uyguladığı prosedür demek ki buymuş!
Uçak, yolcuların tümü indirilerek yeniden neden aranmamış, merak ettim.
Bunun en temel güvenlik kuralı olduğunu THY bilmiyor mu?
Bu arada “umreden dönmeyen Müslümanların” uçakta kaybettikleri vakti ve kaçırdıkları toplantıları saymıyorum tabii.
Bir de şunu sormak istiyorum: Bu uygulama, uçaktaki yerini beğenmeyen her yolcu için geçerli bir uygulama mıdır?
