Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Yeni bir yol çizmenin zamanı

ABD Kongresi’ndeki “Ermeni soykırımı tasarısını” engellemek için hükümetin bulduğu “muazzam silahı” dün Hürriyet’te Fatih Çekirge’nin haberinden öğrendik.

Bu iş için ABD’ye giden Egemen Bağış, “Tasarı kabul edilirse Irak’taki ABD askerlerine yaptığınız lojistik desteği Türkiye üzerinden sağlayamazsınız” diyecekmiş.

Bunu duyunca ABD Kongresi’nin nasıl bir paniğe kapılacağını ve tasarıyı oylamayı neden erteleyeceğini anlayamadım.

Adamlar, Türkiye’nin desteği olmadan bırakın lojistiği, bütün her şeyi havadan indirerek koca bir ülkeyi işgal ettiler.

Hükümetin bunu bile düşünmemiş olması ve tek çareyi işe yaramayacak bir tehditte görmesi, bu konulardaki politikasızlığını ortaya koyan bir örnek.

Artık ortaya çıkıyor ki bu tasarıyı, ABD yönetiminin denge politikalarına ve işe yaramayacak kuru tehditlere güvenerek engelleyebilmek mümkün değil.

Bunun yerine artık enerjimizi daha sonuç alıcı bir alana yöneltmeliyiz ki buna uluslararası hukukun bize tanıdığı olanakları kullanmayı da düşünmek de dahil olmalı.

Ve elbette bununla da yetinmemeli, bugüne kadar yapmayı bir türlü beceremediğimiz ve esasen bir propaganda savaşı olan bu konuda bazı adımlar atmalıyız.

ABD Kongresi’ndeki bu girişimi bunca yıldır, ABD yönetimlerinin gölgesine sığınarak savuşturduk. Şimdi bu durum da ortadan kalktığına göre kendimize yeni bir yol çizmemizin zamanıdır.

Muhalefetimi kaybettim gören var mı?

12 gün sonra Türkiye’de bir referandum yapılacak.

Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi, seçilen kişinin iki kere 5 yıl görev yapabilmesi, milletvekili seçimlerinin dört yılda bir yapılması gibi rejim için son derece önemli konular, bu referandumda halkın oyuna sunulacak.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kasımpaşa delikanlısı olduğu için, hata yaptığını bile bile söylediği bir sözü geri almamak için referandumda ısrarlı. Oyu da belli: Evet denmesini istiyor.

Peki, muhalefet partilerinin ne dediğini duyan var mı?

Onlar da bu değişikliği destekliyor ve “evet” diyorlar mı? Yoksa “hayır” mı denmesini istiyorlar?

Muhalefet partileri öyle bir dağınıklık ve politikasızlık içindeler ki AKP ve lideri Recep Tayyip Erdoğan adeta kendi başına at oynatıyor.

Türkiye’nin şanssızlığı da bu zaten!

Muhalefet, parlamentoda kendini günlük rüzgárlara kaptırıp gidiyor ve toplumsal muhalefet kendini ifade edebileceği bir zemin bulamıyor.

Hukuk bilimine yeni bir katkı

ADALET Bakanı Mehmet Ali Şahin’in, yeni hükümette neden bu koltuğa oturtulduğunu son konuşmasını okuyunca daha iyi anladım!

Belli oluyor ki Mehmet Ali Şahin’in değerini bugüne kadar bilememişiz.

Oysa kendisinde engin bir hukuk nosyonu bulunduğu ve hukuk bilimine önemli katkılar yapmaya hazır olduğu bu konuşmasında açıkça görülüyor.

Şahin’in bundan sonra basılacak bütün hukuk kitaplarının ilk sayfasına yazılması gereken teorisi şöyle: “Fiilen tatbik kabiliyeti kalmamış olan bir hükmün, icra kabiliyeti yoktur.”

“Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar” sorusunun hukuk versiyonu gibi geldi bana.

Referandumda oylanacak Anayasa değişikliği, seçimin 11. Cumhurbaşkanı için yapılacağını açıkça söylüyor.

Ama bu arada bir tane daha 11. Cumhurbaşkanı seçildiği için ne olacağı gerçek bir bilmece.

AKP’nin kanun hazırlamakta ne kadar ehil olduğunu gösteren bir örnek bu! İşlerini en başında doğru düzgün yapamadıkları için de şimdi geri dönmenin yollarını arıyorlar ve ortaya böyle acayip cümleler çıkıyor!