MİLLİYET

Adamla derdiniz ne?

  Londra’daki Tower Köprüsü’nde bir vince asılmış pleksiglas bir kabinin içinde 44 gün süreyle sadece su içerek yaşayan illüzyonist David Blaine ile ilgili haberleri takip etmiş olmalısınız.

Blaine’in neden bu işi yaptığını anlamak kolay. Bu 44 günlük “keyfi katıksız hapis cezası” karşılığında 250 milyar lira kazanmayı ümit ediyor. İngiltere için fena bir para sayılmaz. Ayrıca bu olay nedeniyle büyüyen şöhretinin getireceği işlerle kendi mesleğinde de daha iyi para kazanacak.
Blaine ayrıca bu deneyiminin kendisine “küçük mutlulukların ne kadar önemli olduğunu öğrettiğini” de söylüyor ki, bu da küçümsenemeyecek bir kazanç sayılmalı: Güneşin doğuşunu ve batışını seyretmek, sevgilisinin küçük bir tebessümünü yakalamış olmak vs.

Uçan hamburgerler!
Anlamakta zorlandığım şey ise bazı İngilizlerin bu olay karşısında takındıkları tavır.
Mesela birisi uzaktan kumandalı küçük helikopterlerden kiralayarak ayaklarına bir hamburger bağlamış ve Blaine’in aç biilaç oturduğu kabinin etrafında aleti uçurup durmuş!
Aç bir insana yapılabilecek çok ciddi bir işkence..

9 sabotaj eylemi
Kimileri kabine giden ve adamcağızın yaşamla tek bağını oluşturan su borusunu kesmeye çalışmış.
Böyle tam dokuz sabotaj var polis tarafından önlenen.. Su borusunu kesmek, kabini vince bağlayan iplere saldırmak, kabini sallamak, golf topu fırlatmak, lazer ışığı tutmak, yüksek sesle müzik yayımlamak ya da ses bombaları patlatmak şeklinde ortaya çıkan dokuz sabotaj eylemi..

Neler atılmamış ki
Bu 44 gün içinde kabine tam 864 cisim atılmış. Yumurta, muz, domates, karnabahar, şişe, kebap, kırmızı boya vs..
Sekiz kadın Blaine’e göğüslerini göstermiş, birisi çırılçıplak soyunmuş.
68 erkek Blaine’e çıplak popolarını göstermiş. İngiltere’de bu hakaret etmek için yapılan bir eylem.

7 milyon dakika..
Dışardan bakıldığında eylemin tek toplumsal maliyeti köprüde bu olay nedeniyle sıkışan trafikte kaybedilen zaman. Toplam yedi milyon dakikanın trafikte kaybedildiği hesaplanmış, 44 günlük süre içinde..
Bu, yine de bazı insanların bu olaya karşı gösterdikleri şiddetli tepkiyi açıklamaya yetmiyor. Londra’da 44 gün içinde 7 milyon dakikanın trafikte kaybedilmesi ender rastlanan bir durum değil çünkü..

İlginç bir yaklaşım
Bir yerlerde toplumun bu tepkisini “sınıfsal bilincin çarpılması” diye yorumlayan yazılar da gördüm. Gerçek sorunlarının sınıfsal ayrılıklarda olduğunu göremeyen lümpenlerin geliştirdikleri bir tavır diye niteleniyor.
Ama bu bile yeterli bir açıklama gibi gelmiyor bana.

Bence vandalizm
Sorunu daha çok vandalizm gibi görüyorum.
Sadece İngiltere’de değil, dünyanın öbür köşelerindeki insanların önemli bir bölümünün içinde yaşamaya devam eden vandalizm.
Banliyo trenlerinin, otobüslerin koltuklarını bıçakla parçalayanlar, parklardaki bankları kırıp dökenler, futbol sahalarında holiganizmle el ele vererek oturma yerlerini sökenler ile Tower Köprüsü’ndeki bir garipliğe saldıranlar aynı itkiyle hareket ediyorlar.
İnsanoğlunu anlamak gerçekten çok zor. Bakalım toplumbilimciler bu olaya gösterilen tepkileri nasıl açıklayacaklar?