MİLLİYET

Buna barış değil suçluyu koruma derler!

 Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan ve adına “Vergi Barışı Kanun Tasarısı” denilen “çalışma”nın esasen adıyla çeliştiğini düşünüyorum. Bu, kriz nedeniyle vergisini ödemekte zorlanan küçük mükellefler ile devlet arasında varılan bir barış anlaşması değil, büyük vergi kaçakçılarını ve naylon faturacıları affetme tasarısıdır.

Tasarı yasalaştığı takdirde, vergisini zamanında, düzgün olarak beyan edip, zamanında ödeyenler, yasalara saygılı vatandaşlar oldukları için cezalandırılmış olacaklar.

Vergi kaçıran affedilecek…
Vergi Barışı Kanun Tasarısı ile ilgili ayrıntılı bir haberi bugünkü Milliyet’te okuyacaksınız.
Genel hatları ile özetleyecek olursak yapılan şudur: Kesinleşmiş vergi alacakları ve bunların faiz ve cezalarının yüzde 20’sinin 18 ayda ödenmesi halinde faiz ve cezaların yüzde 80’i affedilecek. İhtilaflı alacakların yüzde 70’i ve bunların ceza ve faizlerinin yüzde 10’u 18 ay içinde ödendiği takdirde devlet, verginin kalan kısmıyla, ceza ve faizlerini talep etmekten vazgeçecek.
Ayrıca, vergi kaçırmak amacıyla naylon fatura vs. kullananlar hakkında açılan davalardan vazgeçilecek, henüz hakkında dava açılmamış olanlar için de soruşturmalar durdurulacak…

Ne kadar adaletli?
İlk bakışta bu yöntemle 180 bine yakın ihtilaflı dosyanın tasfiye edilmesinin doğru verilmiş bir karar olduğu düşünülebilir.
Böyle bir tasfiyeye ihtiyaç duyulduğu konusunda kimse farklı düşünmüyor zaten.
Çünkü bu dosyaların bir bölümünde zaten devlet kendi kendisiyle ihtilaflı… Bazı KİT’ler ve belediyelerin cezalarının affıyla kamu, bir bakıma bir cebinden alıp öbür cebine aktaracağı paradan vazgeçmiş oluyor.
AKP’nin bu düşüncesi seçim öncesinde ortaya çıktığından beri, yanıtını alamadığımız bir soru var: Bu ihtilaflı dosyaların büyüklüğü nedir? İhtilaflı dosyaların ne kadarı gerçekten küçük mükellefe, ne kadarı vergi kaçırmayı iş haline getirmiş büyük mükelleflere aittir? Küçük mükelleflerin toplam vergi borçları ve cezaları, affedilecek toplam vergi borcu ve faizi içinde ne kadar bir oran tutuyor?
Hem Bakanlık’tan, hem de defterdarlıklardan bu konuda tatmin edici bir yanıt alabilmiş değiliz.

Dürüst mükellefe ceza!
Şimdi aynı sektörde faaliyet gösterip, rekabet eden iki mükellef düşünün. Bir tanesi vergisini zamanında ve doğru olarak beyan etmiş ve zamanında borçlarını ödemiş. Ötekisi zamanında beyan etmemiş ya da eksik beyan etmiş, borcunu ödememiş…
Vergisini doğru beyan edip ödeyen mükellef maliyetlerinin bu nedenle artmasına yol açmış. Üretime sokabileceği ya da yüksek faizlerle piyasada değerlendirebileceği bir kaynağı götürüp devlete teslim etmiş. Ötekisi ise devlete vereceği vergiyi yeniden üretime sokmuş ya da faize yatırıp keyfine bakmış… Bunun aynı sektörde faaliyet gösteren iki firmadan birincisinin aleyhine bir rekabet olanağı yaratmadığını söyleyebilir misiniz?
Ya naylon fatura vs. kullanarak devleti dolandıran, vergi kaçıran, vergi iadesi alanların affına ne demeli?
Başbakan Gül, bu konu ortaya her atıldığında ısrarla bunun bir “vergi affı” mahiyetinde olmayacağını söylemişti. Tasarıyı okuduktan sonra Başbakan’ın bu sözünün arkasında durmasını bekliyoruz.