Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Pazar sevişgenlerine bakıp kendimize güleceğiz…

 Metin Üstündağ’ın “Pazar Sevişgenleri” isimli karikatür kitabının ikincisi de yayımlandı.
Birincisi neredeyse bir yıldır elimden düşmüyor.

Aynı karikatürlere belki ellinci kez bakıyorum ve sanki ilk kez görüyormuşum gibi gülüyorum. “Güçlü mizah” denilen şey işte bu olmalı diye düşünüyorum: Hangi ruh durumunda ve hangi ortamda olursanız olun aynı sonucu veriyor, insanı güldürüyor…

O kadar gerçek ki!
Aynı karikatüre birden çok bakıp her seferinde gülüyorsanız bu bir tek şeyi gösteriyor: Karikatürde anlatılmak istenen şey o kadar gerçek ki, insan bir bakıma kendisine gülüyor. Kendi yaşamının çelişkilerine, insan ilişkilerine, hüzünlerine ve sevinçlerine gülüyor…
Pazar Sevişgenleri-2’de yer alan karikatürler de ilk kitaptakileri aratmayacak.
Mesela 12. sayfadaki karikatür: Bir orta direk evinin giriş kapısı. “Çekirdek Türk ailesi” bir arada. Genç kız kapının önünde gözleri yaş içinde konuşuyor: “Türküm, doğruyum, çalışkanım… Ülküm evlenmek ve çocuk doğurmaktır… Varlığım erkek milletine armağan olsun…”
Çizgili Sümerbank pijaması giymiş baba öfkeyle söyleniyor kızına: “Yaa… Dışarda başka bir hayat var sanıyordun değil mi? Boşuna kaçtın evden işte…”
Ezik anne, gözünden akan bir damla yaş ile babanın yanında “esas duruşöta konuşuyor: “Kadersiz kızım benim…”

Bir karikatür sayfalara bedel
Bir karikatür içine yerleştirilmiş üç balonun içine bütün bir toplumun evlilik ve kadın erkek ilişkileri anlayışı sığdırılmış. Üzerine sayfalarca yazabilirim. Ama ne gerek var ki, tek bir karikatür hepsini anlatıyor.

‘Senin gibi şov yapmıyorum’
Bir başka karikatür, 58. sayfadan.. Bir kanepenin üzerinde evli bir çift. Kadın sinirle söyleniyor: “Off.. Mutlu değilim Ekrem.. Hiiiç mutlu değilim. Hiiç mutlu değilim… Oooof.. Offff..”
“Duyarsız” erkek yanıtlıyor: “Sanki ben çok mutluyum… Ben de mutsuzum ama senin gibi şov yapmıyorum…”
“Pazar Sevişgenleri”nin ikinci kitabı da birincisi gibi çok okunacak.
Çoğumuz gülüp geçeceğiz… O karelerin içinden dışarıya çıkma olanakları olmayan karikatür kahramanları gibi, kendi hayatımızın dar sınırları içinde kendimize güleceğiz…