Terry Anderson, Associated Press Ajansı’nın Ortadoğu Büro şefi iken 1985 yılında bir grup tarafından kaçırıldı. Hafızası güçlü okuyucular o yıllarda Beyrut’ta yaşanan “gazeteci kaçırma” olaylarını kolayca hatırlayacaklardır.
Anderson kaçırıldığında 37 yaşındaydı. Yedi yıl sonra, 44 yaşına geldiğinde serbest bırakıldı. Serbest kaldıktan sonra yaşadığı en büyük şoku şöyle anlatıyor:
“Uzun tatilime çıktığımda 37 yaşındaydım. Yedi yıl sonra serbest kalıncaya kadar hiç aynaya bakma olanağı bulamadım. Kendimi hâlâ genç hissediyordum, ama yaşım da 44 olmuştu. Bana çevrilen her kamera doğrudan tepemdeki kel bölgeye yöneliyordu. Kendimi televizyonda gördüğümde şoka girdim. Aman Tanrım, yaşlanmışım ben!”
Aynaya ikinci bakış
Bu ilginç öyküyü, sizlere geçen hafta sözünü ettiğim Gail Sheehy’nin kitabında okudum. (Erkeklerde Yaşam Dönemeçleri – Kim Korkar Andropozdan?, Troya Yayıncılık, Çeviren: Selçuk Şahin.)
Eski arkadaşlarla konuşurken zaman zaman şöyle sohbetler oluyor: “Geçenlerde bizim sınıftaki Nuray’ı gördüm. Ne kadar yaşlanmış, inanamazsın..”
Bunu söyleyenler genellikle kendilerinin hiç yaşlanmadıklarını zannedenler oluyor.
Terry Anderson’un öyküsünü okuyana kadar onlarla birlikte ben de hayret nidaları atardım: Yapma ya!
Artık Anderson’un öyküsünü anlatacağım ve hepsine dönüp aynaya bir kez daha bakmalarını söyleyeceğim..
Amerikalı beyzbol oyuncusu Satchel Paige’nin diline doladığı ve sonunda da meşhur ettiği bir soru varmış:
“Kaç yaşında olduğunu bilmesen, kendini kaç yaşında sayardın?”
Gail Sheehy düzenlediği grup söyleşilerinde bu soruyu neredeyse bütün “hastalarına” sormuş. Şöyle yazıyor:
“Eğitim görmüş orta sınıf erkeklerinde cevap, hiç şaşmaksızın gerçek yaşlarından beş ila on yaş daha az çıkıyor. Yaş konusundaki bu karmaşada bir on yıl aradan kayıp gidiveriyor..”
Sen orta yaşlıysan..
Hasan Cemal, “Kimse Kızmasın Kendimi Anlattım” isimli kitabının bir yerinde “artık orta yaşa geldiğini ve kendisiyle bir hesaplaşma yaptığını” yazmıştı.
Bunu okuyunca, Radikal’in Genel Yayın Müdürü İsmet Berkan ile birlikte ona şöyle takıldığımı hatırlıyorum: “Hasan Ağabey, sen orta yaşlıysan benim de genç sayılmam gerekiyor. O zaman İsmet Berkan’a ne diyeceğiz: ‘Sen çocuksun, buralarda ne işin var’ mı?”
Hasan Cemal’in kendisini neden olduğundan daha genç zannettiğinin yanıtını da aynı kitapta buldum.
Hasan Cemal’in sırrı
İleri yaşlarda bebek sahibi olan erkeklerde böyle şeyler oluyormuş!
Birçok arkadaşımın saçları döküldü. İçlerinden küçük bir bölümü bunu kendilerine ciddi olarak dert ediyorlar. Üç tel saçları için neredeyse her hafta berbere gidenler bile var aralarında.
Artık onlara söyleyecek bir “teselli” cümlem de var..
Amerikan Kel Erkekler Derneği kurucusu John T. Capps III şöyle diyormuş:
“Bir insanın ortalama olarak, ömrünün yedi sekiz yılını saçlarını taramak, kurutmak ve bakımını yapmakla geçirdiğini gösteren istatistik sonuçlarına bayılıyorum. Ben bu yedi yılımı başka işler yapmak için harcayabilirim.”
