Fenerbahçe, bir maçı daha kaybetti. Kaybettiği maçların sadece Beşiktaş ve Galatasaray derbileri olması bir tesadüf değil. Daum, anlaşılmayacak bir şekilde korkarak çıktığı maçlarda kaybetmemeyi başaramadı.

Dünkü oyunun bütününe baktığımızda aslında maçı kazanmayı hak edenin Galatasaray olduğuna kuşku yok. Kazanmak için daha çok koştular, savaştılar ve haklı bir galibiyeti elde ettiler.

Ancak bu derbi, Daum’un karnesi için ne kadar zayıf not getiriyorsa, Hagi için de kazandığı maçla ilgili olarak bile zayıf notu hak ediyor. Yaptığı değişikliklerle Fenerbahçe’ye bir beraberlik hediye edebilirdi. Beraberliğin gerçekleşmemiş olmasının iki nedeninden birisi Alex’in şansızlığıyla, Cem Papila’nın Tuncay’a yapılan açık penaltıyı görmemiş olmasıydı. Galatasaray’ın golünden önceki pozisyonda Serkan’a yapılan bir faule avantaj oynattı, avantaj kaybolunca faulü vermedi ve dönen uzun topta bu kez avantaj kuralını doğru oynatınca, Galatasaray golü buldu. Cem Papila’nın maçın sonucuna doğrudan etki ettiğini ve hatalı olduğunu söyleyebiliriz, ancak onun bütün bu beceriksizliklerine rağmen oyunu kazanmayı hak edenin Galatasaray olduğunu da teslim etmek zorundayız. Böylece Fenerbahçe’nin takipçisi ile arasındaki puan farkı ikiye indi. Bunun çok önemli bir kayıp olmadığını düşünüyorum. Ligin ikinci yarısında daha çok kendi evinde oynayacak olan Fenerbahçe, ligi yine de önde bitirir. Ancak Sarı-Lacivertli oyuncuların hiç gerekmeyen pozisyonlarda bu kadar çok kart görüyor olmaları, dikkat çekici. Daum bunun da önlemini almalı.