Olacak şey değil tabii, ama unutmayın ki bu bir fantezi… Başlıktaki cümleyi bir varsayım gibi değil, daha çok “soru” vurgusuyla okuyorum… Verdiğim yanıt, doğrusunu isterseniz, Derviş’in akıl hocalarının hiç hoşuna gitmeyecek:
Mustafa Kemal diye tanıdığımız tarihi kişilik, iyi ki Kemal Derviş değildi.
Eğer öyle olsaydı bugün İstanbul bir Türk şehri olmayacaktı, muhtemelen Kemal Derviş de Büyükadalı olamayacaktı… Babası annesiyle hiç tanışamayacak bu yüzden de aynı babadan başka bir çocuk dünyaya gelecekti. 
Mustafa Kemal, Kemal Derviş gibi davransaydı ne Türkiye Cumhuriyeti kurulabilecek, ne Samsun’da başlayıp, Sivas, Erzurum ile devam eden Kuvayı Milliye hareketi gerçekleşebilecekti.
Adın Garanti Kemal olsun! 
O savaşı kazanmayı garanti altına alacak bir ittifak arayışını sürdürürken Anadolu’da küçük küçük başlayan direniş hareketleri bastırılacak, sorumluları asılacak, Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyetleri kapatılacak, yöneticileri Fizan’a sürülecekti… 
Ve bence Mustafa Kemal bugünkü Kemal Derviş’i tanıma imkanına sahip olsaydı şöyle bir konuşmaya da tanık olabilecektik: “Senin adın Kemal, benim adım Kemal… Senin adın bundan sonra Garanti Kemal olsun” 
Onda lider kumaşı var
İşin şakası bir yana, ama şu son günlerde siyaset dünyasında yaşadıklarımızı görünce Kemal Derviş hakkında doğru düşünüp düşünmediğimden emin olamıyorum.
Kemal Derviş’i, Türkiye’ye adımını attığı ilk günden beri izliyorum. 
Türkiye 1960’dan sonra bugüne kadar Turgut Özal dışında bu tür bir siyasetçi ile tanışmadı.
Derviş’te bir lider kumaşı var. O her ne kadar bunun aksini ispatlamak için her gün gücünün son damlasına kadar çırpınıyor olsa da gerçek bu… 
Derviş’i dinleyip konuşmasından etkilenmeyecek herhangi bir kimseyi tanımıyorum.
Bu sadece ikili konuşmaları için geçerli bir gözlem değil.
Derviş, televizyonda ya da kalabalık salonlarda yaptığı konuşmalarıyla da insanları etkileyebilme özelliğine sahip. 
Açık konuşuyor, inandırıcı bir ses tonu var… İnsanlar onu dinlerken bir politik laf cambazı dinlediklerini düşünmüyorlar. Son derece inandırıcı…
İddia ediyorum ki Kemal Derviş, bugünden itibaren her gün televizyonlara çıkıp Türkiye’yi nasıl kurtaracağını, ekonomiyi nasıl düzelteceğini, fakirliği nasıl engelleyeceğini, soldaki geniş tabanlı birliği kimlerin engellediğini anlatsın, tıpkı Turgut Özal gibi geniş kitleleri etkileyebilir, o çok merak ettiği tek başına iktidarın ne demek olduğunu bizzat gözleriyle görebilir. 
Kararsız Kasım’a döndü!
Ama sorun bu liderlik kumaşını eline geçirmiş bulunan terzilerde diye düşünüyorum.
Terziler derken bugüne kadar hangi işi başardıklarını çok merak ettiğim Derviş’in danışmanlarından söz ediyorum. 
Lider olmak için bütün vasıflara sahip Derviş’i, izledikleri strateji ile bir Kararsız Kasım’a döndürdüler…
Gerçek liderler başkalarına değil, kendi gücüne güvenir.
Derviş’in Türkiye’yi kurtaracak bir formülü varsa çıksın, onu anlatsın. 
İster CHP’ye, ister YTP’ye, ister başka bir siyasi harekete girsin. Nasıl olsa birinci adamlık iddiası yok. Kitleleri nasıl etkileyebileceğini, o çok heveslisi olduğu geniş tabanlı birlikteliği nasıl kurabileceğini bizzat kendi gözleriyle görsün. 
Bunu yapmakta geciktikçe korkarım Türk siyasi tarihinde bir virgülden öteye değer taşımayan bir Kararsız Kemal olacak…
