MİLLİYET

Kemal Derviş'in CHP dersleri

  Yerel seçim yenilgisinin CHP içinde yeni bir hareketlenmeye yol açacağını düşünenler yanılmadı.

Kemal Derviş ve Zeynep Damla Gürel, CHP Merkez Yönetim Kurulu üyeliklerinden ayrıldılar. Derviş, aynı zamanda Genel Başkan Yardımcılığı ve CHP Bilim Yönetim Kültür Platformu’ndaki koordinatörlük görevinden de ayrıldı.
Şurası bir gerçek: Derviş’in istifasının CHP için önemli sonuçları olabilir..
Derviş’in yazılı açıklamasında dile getirdiği şu düşünceleri okuyalım önce:
“Önümüzdeki genel seçimlerin yapılması öngörülen tarihe kadar 3,5 yılı aşkın bir süre bulunmaktadır. Bu dönem içinde CHP ve Türk sosyal demokrasisinin, özellikle üyelik ve örgüt yapısı, yurttaşlarla iletişim, aydınlarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkiler, düşünsel temellerin netleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve 21. yüzyılda değişen ekonomik ve sosyal sorunlara yaklaşım, kadınların siyasal etkinliği, gençlik ve Avrupa’daki kardeş partilerle dayanışma, gibi konularda kendini yenilemesi gerektiğine inanıyorum. Bu sürenin iyi değerlendirilmesi, 2007’de yapılması öngörülen seçimlere, güçlü bir şekilde, değişen koşullara uygun somut politika ve projelerle ve geniş bir kitle desteğiyle girmeye olanak sağlayacaktır.”

Hatayı anlamak
Derviş, CHP’ye girmeden önce de bu açıkladığı görüşteydi. Bilemediği tek şey, bunları birlikte gerçekleştirebileceği kişinin Deniz Baykal olmadığıydı, onu da geçen süre içinde öğrenmiş demek ki…
Derviş’in partinin önümüzdeki 3,5 yıllık dönemde geçirmesini istediği dönüşüm, aslına bakarsanız CHP’nin içindeki ve dışındaki sol çevrelerce yıllardan beri dile getiriliyor.
CHP’nin klasik devletçi, merkeziyetçi ve bürokratik ideolojisinin bir gerçek sosyal demokrat partiye doğru evrilmesi süreci de bana göre o kadar kolay değil.
Bütün bunlar bilindiği içindir ki geçtiğimiz genel seçimlerden önce bir süre kararsız kalan Derviş’e, yeni bir sosyal demokrat parti oluşumunun içinde yer alması önerilmişti.
Ama o Deniz Baykal’la birlikte yürümeye karar verdi ve aradan 1,5 yıl geçtikten sonra hatasını daha iyi anlıyor.

‘Düşün peşime’
Derviş’in görmek istemediği ve ısrarla reddettiği gerçek şu ki, böyle bir dönüşümü başlatacak süreç her şeyden önce kararlı bir liderlik istiyor.
Bugün CHP’yi yöneten Genel Başkan’ın ve kadrolarının bu tür bir dönüşüm sürecine önderlik edemeyeceği, önderlik etmeyi bırakın bu tür bir sürece karşı canla başla mücadele edeceklerini iyi görmek gerekiyor.
Dolayısıyla bu dönüşüm sürecini tetikleyecek tek şey ancak ve ancak parti genel başkanının ve yönetiminin değiştirilmesi için başlatılacak bir girişimdir…
Bunun da gerçekleşmesi için ortaya birilerinin çıkıp “Ben varım, düşün peşime” demesi gerekiyor.
Derviş bunu bir türlü anlamak istemiyor…