MİLLİYET

Ortadoğu'nun asıl sorunu Filistin

  Pazar günü televizyonda Saddam’ın yakalandığının açıklandığı basın toplantısını izlerken meydana gelen bir olay üzerinde durmak istiyorum.
Amerikalı general açıklamasını yapıp “Şimdi video kaydımızı izleyeceksiniz” dediği anda Saddam’ın saçı sakalı birbirine karışmış, bir politik liderden çok bir meczubu çağrıştıran görüntüleri ekrana yansıyınca, üç dört kişilik bir gazeteci grubu ayağa fırlayıp bağırmaya başladı.

Eğer o basın toplantısını izlediyseniz sizin de dikkatinizi çekmiş olmalı.
Gazeteciler Iraklı gazetecilerdi ve Arapça bazı sözler söyledikleri için neler dedikleri o anda tam olarak anlaşılamadı ama attıkları çığlıkların tonunun hem bir öfkeyi, hem de bir sevinci seslendirdiği açıkça belli oluyordu. Daha sonra izlediğim bir yabancı kanalda Iraklı gazetecilerin o sırada “Saddam’a ölüm” diye bağırdıklarını öğrendim.

Onlar da haklı
Gözyaşları içinde bağırıp çağıran gazetecilerden biri Fatih El Şeyh’ti.
Basın toplantısının ardından, kendini tutamayıp neden bağırdığını şöyle açıkladı:
“Saddam’ı o saçı sakalı birbirine karışmış haliyle birden karşımda görünce hapiste geçirdiğim iki yıl ve gördüğüm işkenceler aklıma geldi.”
İlk bakışta Saddam’a karşı Iraklı gazetecilerin yaptığı gösteriyi küçümsemek ve bunun tipik bir “Doğulu davranışı” olduğunu söylemek mümkün.
Evet belki de öyledir. Biz “Doğulular” bu tür olaylar karşısında bir İngiliz gibi “mesafemizi korumayı” başaramayabiliriz.
Bu nedenle Iraklı gazetecileri eleştirmek mümkün mü?
Bence hayır..
Kendisine yapılan acımasız işkencelerin baş sorumlusunu karşısında görünce içimizden kaç kişi soğukkanlılığını koruyabilirdi ki?
İşin ilginç yanı Saddam’ın yakalanması, tüm dünyada sevinçle karşılanırken özellikle Filistin’de insanların tepkilerinin “üzüntü” şeklinde ortaya çıkmasıydı.
Filistinli çocukların Saddam’ın yakalanmasının ardından ellerinde Saddam resimleriyle yaptıkları protesto gösterisinde çekilmiş bir fotoğraf vardı dünkü gazetelerde..
Ne kadar üzüntülü oldukları yüzlerinden açıkça belli olan çocuklar..

Yaman çelişki..
Aynı coğrafyada, aynı kaderi yaşayan iki halkın tepkisinin birbiriyle bu kadar çelişiyor olmasında da düşünülecek çok şey var..
Kendi halkına zulüm uygulayan, onları kitleler halinde katleden, aydınlarını hapislerde süründüren bir liderin, aynı bölgedeki bir başka halk için bir kahraman olmasındaki çelişkiden söz ediyorum.
Saddam ve kahramanlık.. Bir araya gelmesi asla mümkün olmayan iki kelime bunlar..

Yakalandı ama..
Ama Filistin’deki insanların ne kadar çaresiz olduklarını ve bu çaresizlik yüzünden Saddam gibi insanların oyuncağı haline ne kadar kolay gelebileceklerini gösteren bir durum bu..
Saddam’ın yakalanması ve Irak’ta yönetimin değişmesiyle Ortadoğu’da sorunların şıp diye çözülüvereceğini sananların ne kadar saf olduklarını gösteren bir küçük bir olay..
Ortadoğu’nun esas sorununun Filistin’de yaşandığını, Filistin’de adil bir çözüm bulunmadığı sürece bu bölgenin başının beladan hiçbir zaman kurtulamayacağını gösteren bir örnek…