MİLLİYET

Saddam'la savaşmak kolay mı?

 Bu haftaki Newsweek’te “Saddam’dan sonra” Irak’ın başına geçebileceği düşünülen beş eski generalle yapılmış bir söyleşi yayımlandı.

İnsanların dış görünüşlerine bakılarak değerlendirilmesini hiçbir zaman doğru bulmadım ama dergideki fotoğraflara bakarken Irak halkı adına üzülmediğimi de söyleyemem.
Beş eski generalin Saddam’la olan fiziksel benzerlikleri bir yana, hepsinin bir zamanlar “kimyasal silah” işine boğazlarına kadar batmış oldukları gerçeğini Amerika’nın nasıl olup da gözardı edebildiğine de inanamadım.
Ama öyle görünüyor ki Bush yönetimine hâkim olan “Saddam, Irak, Ortadoğu ve dünya için en büyük tehlikedir. Ne yaparsanız yapın, hiçbir şey yapmamaktan daha riskli olamaz” anlayışını değiştirmek o kadar da kolay değil.

Aşılması güç engeller…
Beş generalin beşi de Saddam’ı devireceğine inanıyor. Onlara göre yerel muhalefet, Kuzeyli Kürtler, Güneyli Şiiler ve Amerika’nın hava desteği Saddam’ı devirmeye yeterli olacak. Amerika’nın bir kara harekâtı yapmasına gerek kalmayacak.
Acaba bu o kadar kolay mı?
The Guardian’da yayımlanan ve soru-yanıt şeklinde sunulan bir haber bunun o kadar da kolay olmadığını gösteriyor.
Saddam’ın elinde iddia edildiği gibi büyük çapta kitlesel kıyıma yol açabilecek kimyasal ve nükleer silahlar gerçekten varsa bu nasıl görmezden gelinecek?
Saddam’ın İsrail’e ve Amerika’nın bölgedeki öteki müttefiklerine karşı bu tür bir saldırı başlatmasının sonuçları, bunun Filistin – İsrail anlaşmazlığına etkileri hesaplandı mı?
Irak ordusu, böyle bir savaş başladığında Saddam’ı terk ederek muhalefetin yanına geçer mi?
Ciddi bir askeri potansiyelleri olduğu varsayılan Güneyli Şiiler, İran’dan işaret almadan Amerika’nın yanında savaşır mı? İran, kendisini “şer mihveri” içinde gören Amerika’ya bu iyiliği yapar mı?
Kuzeyli Kürtler’in bağımsız devlet hayalleri, Türkiye, Suriye ve İran’ın açık muhalefeti ile nasıl bağdaştırılacak?
Ve son olarak Irak halkı, Amerikan destekli bir hükümete nasıl bakar, buna razı olur mu?

Savaş masada kalacak gibi
CIA’in eski Irak uzmanı ve Ulusal Savunma Üniversitesi öğretim üyesi Judith Yaphe, Irak Ordusu’nun Körfez Savaşı’ndakinden daha acımasız bir hale gelmiş olduğuna dikkat çekiyor. Baas Partisi’nin örgütleyeceği gerilla hareketi de bir başka olumsuz faktör olarak “savaş” isteyenlerin karşısında duruyor.
Yaphe yerel muhalif güçlerin savaşın önemli kısmını yürüteceği iddialarına gülüyor ve “Savaşın yüzde 99’u Amerikan askerlerinin omzunda kalır” diyor. Bu binlerce ölü Amerikan askeri demek. Amerika’nın önündeki önemli sorulardan biri bu ve yanıtını vermek de seçimle işbaşına gelen yöneticiler için o kadar kolay değil.
Öte yandan bölgede, sadece Kuveyt’in gönülsüz olarak verdiği bir askeri üs dışında Amerika’nın Irak’a yönelik bir harekatı sürdürebileceği bir çıkış noktası yok.
Öyle görünüyor ki Irak’ta Saddam’ı devirmeye yönelik bir savaş olasılığı şu andaki gerçekler ışığında o kadar da yüksek değil.
Ne Amerika’nın bu işi gerçekleştirmek için yeterli bir askeri yığınağı var, ne de Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Ürdün gibi bölge ülkeleri bu tür bir askeri harekata gönüllü.
Saddam’la savaş bir süre daha diplomatik masalarda sürmeye mahkûm.