Tanrı Dağı kadar Türk, dolar kadar Amerikan
Bişkek Manas Havaalanı’na iki yıl aradan sonra indiğimde gördüklerimin beni bu kadar şaşırtacağını hiç tahmin etmiyordum.
Değişiklik çok çarpıcıydı. Eski Sovyet Cumhuriyetleri’nin tümünde görebileceğiniz türden bir havaalanıydı Manas. Dev terminal binasına iki kişinin yan yana zorlanarak bile geçemeyeceği dar bir kapıdan girilir, görevlilerin çaylarını bitirip bavulları hiçbir zaman çalışmayan konveyörün üzerine fırlatmaları için iki saat beklenir, Rus sınır görevlilerinin ahret suallerine muhatap olunur, “Kiril alfabesiyle basılmış gümrük beyannamesini nasıl dolduracağım?” diye kara kara düşünülürdü…
Çarpıcı değişim
Bu kez tablo değişmişti. Bir Türk şirketi tarafından yapılan yeni terminal binasına uçağın kapısına yanaşan körükten geçiliyor, konveyörler çalışıyordu.
Ama asıl değişiklik aprondaki görüntüydü. Eskiden apron hiçbir zaman havalanmayacakmış gibi sıkı sıkıya örtülmüş Tupolevler ve Yak-40’larla dolu olurdu. Bu kez dev bir C-40 ile bir Boeing 747, Amerikan ordusuna ait malzemeleri indiriyordu. Etraf şık sahra giysileri içindeki deniz piyadelerinin kullandığı araçlarla doluydu. Körfez Savaşı’nda tanıştığımız Hammer’lar vızır vızır çalışıyordu.
11 Eylül’ün ‘katkısı’
Kırgızistan’daki arkadaşlarımdan Ulan, körüğün ağzında bekliyordu. Çekik gözlü yuvarlak yüzü ve bir ağır sıklet kick boksçu fiziğiyle iki yıl önce bıraktığım gibiydi. Sevinç içinde aprondaki hareketliliği açıkladı: “Amerikalılar üs kurdular. 4 binden fazla asker gelecekmiş. Herkes bayram ediyor, alışveriş canlanacak, ekonomi hareketlenecek…”
Çok değil, daha on yıl önce burası Sovyetler Birliği toprağıydı. Bırakın bir askeri üssü, tek bir Amerikan askerinin bile ortalıkta görünmesi o tarihte hayra yorulacak bir alamet değildi. Ama Usame bin Ladin’in “ikiz kuleler eylemi” kimsenin aklına bile gelmeyecek bir şeyi gerçekleştirmiş, Orta Asya’nın ortasına bir Amerikan askeri üssünün kurulmasına yol açmıştı.
Komplo teorilerine meraklı olanlar çıkan sonuca bakıp (Afganistan’da Taliban devrildi; Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan’da Amerika artık askeri üsleriyle mevcut) ikiz kuleler eyleminin Amerika tarafından planlandığını bile rahatlıkla söyleyebilirler gibime geliyor…
Para, para, para…
On sene öncesine kadar Komünist bir rejimle yönetilen bir ülkede Amerikan askeri üssünün açılmasının bu kadar sevinçle karşılanması çok ilginç. Üstelik Kırgızistan, Kırgız milliyetçiliğinin giderek yükseldiği, nüfusun neredeyse onda birine karşılık gelen sayıda (400 bine yakın) Rus’un göç etmek zorunda kaldığı bir ülke.
Bir altgeçitte sprey boyayla alelacele “Yankee Go Home” sloganını yazanlar dışında herkesin memnun olmasının tek bir izahı var: Ekonomi. Herkes Amerikan varlığının Kırgızistan’ın makus talihini yenmesine yardım edeceğini, gelen askerlerin de ticareti yeniden canlandıracağını ümit ediyor.
İlk ipuçları…
Bişkek’teki Türk üniversitesinde okuyan bir Kırgız öğrenci “genç kızların neredeyse tümünün bir Amerikan askeri ile evlenip hayatlarını kurtarmak” hayalini kurduklarını anlatıyor… Missouri geldiğinde baştan başa boyanan İstanbul genelevlerini hatırlayıp gülüyorum, neden gülümsediğimi Eldar’a söylemeden tabii…
Afganistan savaşının sonuçlarının bütün Orta Asya’yı nasıl etkileyebileceğinin ilk ipuçları bunlar. Ve biz hâlâ devlet politikası olarak Tanrı Dağları’ndan, Asena’dan, Kırgızlar ile Türklerin hangi boydan akraba olduklarından medet umuyoruz…